

428
Güney Çin Denizi Tahkiminde Hakemlik Mahkemesi’nin İnsanlığın Ortak Mirası ...
“Cezir zamanı ortaya çıkan yüksekliklerden, deniz ile çevrili
olan, cezir zamanı açıkta kalan ve med zamanı örtülen doğal kara
yükseklikleri anlaşılır. Cezir zamanı ortaya çıkan yükseklikler, kı-
tadan veya bir adadan, tamamen veya kısmen karasuları genişliğini
aşmayan bir uzaklıkta bulundukları takdirde bu yüksekliklerdeki en
düşük cezir hattı, karasularının genişliğinin ölçülmesinde esas hat
olarak alınabilir.
Cezir zamanı ortaya çıkan yükseklikler kıtadan veya bir adadan
karasuları genişliğini aşan bir uzaklıkta bulundukları takdirde, bun-
ların kendilerine özgü karasuları yoktur.”
BMDHS’nin belki de en ünlü maddesi olan 121. maddesi ise ada ve
kaya tanımı yapmakta ve bunların rejimini şu şekilde düzenlemekte-
dir:
“Bir ada, sularla çevrili olan ve sular yükseldiğinde su üstünde
kalan, doğal olarak meydana gelmiş kara parçasıdır.
3. paragraf hükümleri saklı kalmak üzere, bir adanın karasularının, biti-
şik bölgesinin, münhasır ekonomik bölgesinin ve kıta sahanlığının sınırlandı-
rılması, işbu Sözleşmenin diğer kara parçalarına uygulanabilir hükümlerine
uygun olarak yapılır.
İnsanların oturmasına elverişli olmayan veya kendilerine özgü
ekonomik bir yaşamı bulunmayan kayalıkların münhasır ekonomik
bölgeleri veya kıta sahanlıkları olmayacaktır.
”
Aşağıda belirtileceği gibi her ne kadar Hakemlik Mahkemesi ka-
rarda bu bağlamda esasa ilişkin tespitler yapmasa da yapay ada, tesis
ve yapı meselesi de inceleme konusu açısından gündeme gelmektedir.
Yapay ada, tesis ve yapılar, denizlerde, insan eliyle doğal veya doğal
olmayan materyaller kullanılarak inşa edilen yapılar olarak tanımla-
nabilir.
14
Söz konusu yapılar bağlamında, konumuzla ilgili BMDHS
düzenlemelerine göre yapay ada, tesis ve yapılar ada statüsünde değil-
dir; kendilerine özgü karasuları bulunmamaktadır ve varlıkları, kara-
suları, münhasır ekonomik bölge veya kıta sahanlığı sınırlandırmasını
etkilemez (m. 60/8 ve 80).
14
Çeşitli tanım örnekleri için bkz: Özman, ‘Deniz Hukuku I’, s. 200–201.