

70
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruda ‘Tedbir’
Bir başka kararında ise
“...başvurucunun sınır dışı edilmesi halinde
özgürlük güvenlik hakkının ihlal edileceği, aile bütünlüğünün bozulacağı yö-
nündeki iddialarıyla gerçekleştirdiği tedbir kararı verilmesi yönündeki istemi-
nin 6216 sayılı Kanun ve İçtüzük hükümleri uyarınca reddi gerekmektedir.”
31
denilmiştir.
Mahkemenin bu tarz taleplerde, ‘md.73 kapsamında değildir’ di-
yerek başvuruları toptancı bir bakış açısı ile değerlendirme dışında
bırakmak yerine, öncelikle ortada telafisi imkansız bir zarar tehlike-
sinin olup olmadığına bakması, bunun ciddiyeti ve aciliyetini (gerçek
ve yakın bir tehlike olup olmadığını) değerlendirmesi, daha sonra bu
zarar tehlikesinin hangi hakka yönelik olduğunu da göz önünde bu-
lundurarak, tedbir kararının alınmasının bireysel başvuru yolunun
etkinliği ve tarafların haklarının ve çıkarlarının korunması bakımın-
dan “zorunlu” olup olmadığını değerlendirmesi daha doğru olur diye
düşünmekteyiz. En nihayetinde tedbirin amacı bireysel başvuru yolu-
nun etkinliğini güvence altına almak ve tarafların hak ve çıkarlarını
korumaktır. Dolayısıyla tedbir talebinin reddi veya kabulü kararları
bu amaçlar ekseninde verilmelidir.
Örneğin, TİB tarafından verilen erişim yasaklarına ilişkin karar-
lara dair tedbir istemi, “başvurucuların, tedbir kararı uygulanmadığı
takdirde, telafisi mümkün olmayan bir zarara sebebiyet verecek (yani
mahkemenin nihai ihlal kararı vermesi halinde bu kararı etkisiz kıla-
cak) düzeyde ciddi bir tehlikenin varlığını ortaya koyamadığı, ayrıca
doğacağı iddia edilen zararların telafisi mümkün olmayan ağırlıkta bir
zarar olduğuna dair de yeterli emarenin bulunmadığı” gerekçeleri ile
de pekâlâ ret kararı verilebilirdi. Böylesi bir yorumun tedbir kararının
ve genel olarak da bireysel başvuru yolunun amacı ile daha uyumlu
olacağı açıktır.
Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, AYM bir kararında Anayasa
md.17 yanında md.19’u da tedbir kararına dolaylı olarak konu etmiştir.
Kararında,
“...başvurucunun zorla ülkesine gönderilmesi durumunda yaşa-
mına ya da maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik bir tehlikenin ortaya çıka-
cağı açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda ise Anayasa’nın 17. ve 19. maddele-
31
AYM, Solmaz Mamedova (TAK), B. No. 2015/6724, 20.5.2015, §22.