Previous Page  138 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 138 / 405 Next Page
Page Background

137

TBB Dergisi 2017 (131)

Hasan DURSUN

Marksistlerin hukuk hakkında yaptıkları bir başka saptama hu-

kuksal “kuram” (teori) ile “uygulamanın” (pratiğin) birbirinden farklı

olabileceği esasıdır. Nitekim Marx, hukuksal varoluş ile “uygulama-

daki varoluş” (l’existence reelle) birbirleriyle her zaman örtüşmedi-

ği için arasında açık bir ayrım yapmaktadır. Düşünür, 1848 Fransız

Anayasanın kurduğu haklar dizgesinin hem hakları savunanların hem

de hakların kısıtlanmasını isteyenlerin isteklerini eşanlı olarak karşıla-

yabilecek bir “gizilgüç” (potansiyel) taşıdığını, ancak sonul aşamada

burjuvazinin isteğinin gerçekleştiğini savunmaktadır. Yazar, söz ko-

nusu anayasada özgürlüklerin genel kataloğunun; kişi özgürlüğü, ba-

sın, ifade, örgütlenme, toplanma, öğrenim, inanç özgürlüğü gibi ihlal

edilmelerini olanaksız kılan anayasal bir üniformaya büründüğünü,

bu özgürlüklerden her birisinin Fransız yurttaşlarının koşulsuz hak-

kı ilan edildiğini, ancak her zaman ayrıksı bir koşul öngörülerek söz

konusu özgürlüklerin “başkalarının eşit hakları ve kamu güvenliği”

ile ya da doğrudan bu özgürlüklerin birbirleriyle veya çıkartılacak

kamu güvenliği ile ilgili kanunlarla çatışmadığı ölçüde geçerli olaca-

ğının kararlaştırıldığını belirtmektedir. Marx, Anayasanın gelecekte

çıkartılmasını öngördüğü söz konusu organik kanunların

48

daha sonra

düzenin dostları tarafından resmi olarak ilan edildiğini, ancak bütün

özgürlüklerin, burjuvazinin bu özgürlükleri kullanırken, öteki sınıfla-

rın eşit hakları tarafından engellenemeyeceği bir biçimde düzenlendi-

ğini, bu özgürlükleri “ötekilere” tümden yasakladığında ya da polis

tuzaklarından başka bir şey olmayan koşullar altında kullanılmaları-

na izin verdiğinde, bunun her zaman, anayasanın buyurduğu “kamu

güvenliği”nin burjuvazinin güvenliğinin çıkarına dönüştüğünü savla-

maktadır. Yazar, bu yüzden izleyen dönemde, bütün bu özgürlükleri

ortadan kaldıran düzenin dostlarıyla söz konusu özgürlükleri isteyen-

48

Marx’ın Anayasa hukukuna kazandırdığı önemli bir kavram “organik kanun”

kavramıdır. Bu kavramla anayasanın çeşitli konularda çıkartılmasını öngördüğü

yasalar kastedilir. Anayasayı tamamlayıcı nitelik taşıyan bu kanunlar “organik

kanunlar” olarak adlandırılır. Örneğin Türk Anayasası’nın 34. maddesinin 3. fık-

rasında; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygu-

lanacak şekil, şart ve usullerin kanunda gösterileceği ifade edilmiştir. Anayasanın

çıkartılmasını öngördüğü Kanun 6.10.1983 tarih ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri

Yürüyüşleri Kanunu’dur. Bu kanunla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme

hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller düzenlenmiştir. İşte

Anayasayı tamamlayıcı nitelik taşıyan 2911 sayılı Kanun “organik kanun” olarak

adlandırılır.