

197
TBB Dergisi 2017 (131)
Müzeyyen EROĞLU DURKAL
kuktaki gibi belirsiz alacak davası şeklinde tam yargı davası açılabile-
ceği
36
belirtilmiştir.
Tam tazmin ilkesi gereği, dava açıldığı sırada zararın tam olarak
belirlenmesinin mümkün olmadığı durumlarda, uyuşmazlık konusu
miktar belirtilmeden dava açılabilmesine ve yargılamanın her aşama-
sında, talep miktarına etki eden belge ve bilgilere ulaşılmasından ya
da net zarar ortaya çıktıktan sonra talep sonucunun belirlenmesine
imkân sağlanması gerekmektedir.
IV. MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİNDE FAİZ
Manevi tazminat miktarının belirlenmesi konusunda üzerinde du-
rulması gereken bir diğer nokta da hükmedilen manevi tazminata faiz
uygulanıp uygulanmayacağıdır.
Mahkeme kararları incelendiğinde çoğunlukla, manevi zararları,
olay tarihi itibariyle değil de hüküm tarihi itibariyle hesapladıkları
zaman, tam tazmin ilkesi gereği faize hükmetmedikleri görülmekte-
dir. Bunun nedeni, manevi tazminatın niteliği gereği çekilen fiziksel
acı ya da duyulan üzüntünün kısmen de olsa hafifletilmesi amacıyla
verilmesi olup, hüküm tarihi itibariyle hesaplanan manevi zararlara
bir de faiz yürütülmesinin zenginleşmeye yol açacağı düşüncesidir.
37
İdarenin hüküm tarihi itibariyle ödemek zorunda olduğu tazminatı
ödemekte gecikmesi durumunda, bu miktara hüküm tarihi ile ödeme
tarihi arasında temerrüt faizi yürütülmesi kuşkusuz olup bu ayrı bir
konudur.
Danıştay maddi zararı belirlerken, sorumluluğu doğuran eylem ya
da işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren faiz yürütmektedir. Manevi
zararların belirlenmesinde ise, çoğu zaman faizi de kapsayacak şekilde
“maktuan ve takdiren” belirleme yoluna gittiği için birçok kararında,
uğranılan zarara faiz yürütülmesi konusunda maddi ve manevi zarar-
36
Hakan Pekcanıtez, Belirsiz Alacak Davası, Yetkin Yayınları, Ankara 2011, s. 55;
Cemil Simil, Belirsiz Alacak Davası, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2013, s. 427;
Yasin Sezer- Uğur Bulut, “İdari Yargıda Belirsiz Tam Yargı Davası İhtimali”,
Tür-
kiye Barolar Birliği Dergisi
, S: 116, 2016, s. 234-243.
37
Gözler, s. 1402-1403; Danıştay 10.D., 23.06.1982, E: 1982/235, K: 1982/1756, Kanu-
num Mevzuat-İçtihat Bilgi Bankası.