

363
TBB Dergisi 2017 (131)
İbrahim ERTUĞRUL
İşsizlik Sigortası Kanunu belirli süreli iş sözleşmelerinin de sona erme-
si halinde işsizlik ödeneğine hak kazanıldığını belirtir.
46
Belirli süreli
hizmet sözleşmesiyle çalışan işçiler, İş Kanunu madde 18 uyarınca iş
güvencesinden de mahrumken, bu kişilerin yıllarca emek verdiği ku-
rumlarından sözleşmelerinin nihayet bulmasından sonra kıdem taz-
minatı dahi alamamasının görüldüğü gibi haklı bulunabilecek bir yanı
yoktur.
c) Kadın İşçinin Evlenme Nedeniyle Bir Yıl İçerinde İş Akdini
Feshetmesi Durumu
Eski İş Kanunu’nun yürürlükteki 14. maddesinin beşinci bendinde
‘‘
kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona
erdirmesi halinde ödeme yapılır
’’ hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre
evlenen kadın, evlenme tarihinden başlayarak bir yıllık süre zarfında
‘‘kendi arzusuyla’’ iş sözleşmesini feshedecek olursa, bu fesih işçinin
istifası gibi düşünülmeyip, kadın işçi kıdem tazminatı ödemesinden
yararlandırılır. Tabii belirtmek gerekir ki, kanuni tarifi haiz kadının
işyerinde en az bir yıllık kıdeminin bulunması gerekir.
743 sayılı Eski Medeni Kanun’un 159. maddesinde
‘‘Karı koca mal-
larını idare için hangi usûlü̈ kabul etmiş olursa olsun, karı, kocanın saraha-
ten veya zımnen müsaadesi ile bir iş veya sanat ile iştigal edebilir.’’
hükmü
yer almaktaydı. Bu hükme göre kadın eşin çalışması erkek eşin iznine
bağlanmış bulunmaktaydı. Bu durumda kadın işçi açısından iş akdi-
ni feshetmek gibi mücbir sebep teşkil edecek bir durum söz konusu
olmaktaydı. Yıllarca kıdemi birikmiş olan kadın işçinin, sırf evlenmiş
olması sebebiyle iş akdini feshetmesi sonucunda kıdem tazminatına
hak kazanamaması şüphesiz ki evliliğin iş akdinin tarafı olan kadın
için bir dezavantaja dönüşebilmesi anlamına gelecektir. Bu nedenler-
den ötürü, İş Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan şartı hakkaniyetli
bulmak ve pozitif ayrımcılık olarak mütalaa etmek gerekecektir. Ne
var ki, eski Medeni Kanun’un yarattığı bu mücbir sebep de çok makul
ve nesnel gerekçelerle var olmamakta, hukuki mevcudiyetini toplum-
sal cinsiyet yargılarının yol açtığı kadının bir
inbecillitas sexus
olduğu
düşüncesinden almaktaydı. Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu kara-
rında bu hükmün anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik prensi-
46
Çelik-Caniklioğlu-Canbolat, a.g.e., s. 504