Previous Page  68 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 68 / 405 Next Page
Page Background

67

TBB Dergisi 2017 (131)

Kahan Onur ARSLAN

mesinden de anlaşıldığı üzere, kamu malları söz konusu olduğunda

“kamu yararı” öne çıkmaktadır. Bu durum da, kişilerin bazı girişim-

lerini ve faaliyetlerini, bu mallardan özel yararlanmalar bakımından

kısıtlamakta veya zorlaştırmaktadır.

36

Kamu mallarından yararlanmanın hukuki rejimi, yararlanılacak

malın niteliğine göre ve yararlanma biçimine göre değişiklik göster-

mektedir. Örneğin bazı kamu mallarından tüm toplum yararlanırken

bazı kamu mallarından sadece belli bir yörede oturan bireyler fay-

dalanabilirler; bazı kamu mallarından kişisel olarak ya da doğrudan

doğruya yararlanıldığı halde bazı kamu mallarından kişiler dolayı-

sıyla faydalanırlar.

37

Öyle ki, kamu hizmetlerine tahsis edilmiş kamu

mallarının kullanım rejimi ile kamunun doğrudan kullanımına tahsis

edilmiş kamu mallarının kullanım rejimi birbirinden farklıdır. Yine

genel ve ortak yararlanma olarak da adlandırılabilecek olan kolektif

yararlanmaya hâkim olan ilkeler ile bireysel ve özel yararlanmalara

36

Yıldızhan Yayla, “Kamu Malı Üzerinde İrtifak Tesisi” İdare Hukuku ve İlimleri

Dergisi, C. 9, S. 1-3, 1988, s. 357.

Örneğin, 1982 Anayasası’nın 43. ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 5. maddesine

göre, kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyı-

larıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada

öncelikle kamu yararı gözetilir. Buna göre kanun koyucu kıyı şeritlerinde yapı-

lacak yapılar için özel bazı düzenlemeler ve kısıtlamalar öngörmüştür. Mesela

3621 sayılı Kanun’da 3830 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile sahil şeritlerine

yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği öngö-

rülmüştür. Bundan başka, Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan

alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak

üzere düzenlenebilir, sahil şeritlerinin derinliği, 100 metreden az olmamak üzere,

sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate

alınarak belirlenir, taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı

gerisinde kalan alanda düzenlenebilir ve sahil şeridinde yapılacak yapıların kulla-

nım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir. Tüm bu düzen-

leme ve kısıtlamalar, kıyıların kamu malı niteliğinden ve yararlanılmasında kamu

yararı gözetilmesi gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. Danıştay 6. Dairesi de bir

kararında “Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararının gö-

zetileceği, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 m

yaklaşabileceği ve sahil şeritlerinde yapılabilecek yapılar ve ıslah imar planının ve

bu plan uyarınca yapılacak parselasyon işleminin amacı dikkate alındığında sahil

şeritlerinde 2981 sayılı

İmar

ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulana-

cak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu’nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi

Hakkında Kanun’un uygulanmasının mümkün olmayacağına hükmetmiştir. Bkz.

Danıştay, 6. Daire, Karar Tarihi: 22.10.2008, E. 2006/6449, K. 2008/6992.

37

İsmet Giritli; Pertev Bilgen; Tayfun Akgüner; Kahraman Berk, İdare Hukuku, Der

Yayınları, İstanbul 2012, s. 877.