Previous Page  211 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 211 / 417 Next Page
Page Background

210

Türk Aile Hukukunda Toplumsal Cinsiyet Rolleri

mahkemeye başvurarak eşinin “kız çıkmaması” sebebiyle boşanmayı

ya da eşinin “niteliğinde hata”ya düştüğü gerekçesiyle evliliğin iptali-

ni talep ettiği davalarla, bekâret aile hukuku içtihatlarında hukuki bir

karşılık bulmuştur. Kanun uygulayıcısı, toplumsal düzenin bir değer

atfettiği bekâreti, önüne gelen davalarla hukuki yönüyle değerlendir-

mek zorunda kalmıştır. Bu değerlendirme, toplumsal cinsiyet rollerin-

den uzaklaşamayan uygulayıcılar tarafından yapıldığından, bekâretin

yokluğunu hukuki yaptırıma bağlayan içtihat ortaya çıkmıştır.

Yargıtay’ın yakın tarihli kararlarını incelendiğimizde, eşinin baki-

re olmaması sebebiyle boşanma davası açan erkek eşin davasının reddi

gerektiği yönündeki içtihadın ağırlıklı olduğu görülmektedir. Ancak

bu, bekârete hukuki bir değer verilmemesinden değil, eşler arasındaki

sadakat yükümlülüğünün evlilik birliğinin kurulmasından sonra baş-

layacağı yorumundan kaynaklanmaktadır.

“… Erkek eş … tarihinde Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi

hükmüne göre boşanma isteminde bulunmuştur. Erkek eş boşanma sebebi

olarak sadece “Davalı bakire değil” vakıasına dayanmıştır. Tarafların sadakat

yükümlülüğü evlilik birliğinin kurulmasıyla başlar (TMK m. 185). Davalı

kadının evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamış olması (bakire olmaması) boşanma

davasında davalı kadın için kusur oluşturmaz. Açıklanan sebeple, davanın

reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşan-

maya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.”

62

Alıntı yapılan karardan anlaşılan haliyle, Yargıtay, bekâreti boşan-

ma davasının konusu yapma kanaatinde değildir. Sadakat yükümlü-

lüğü evlilikle başlar ve evlilikten önceki cinsel ilişki, kadın yönünden

boşanma davasında kusurlu bir davranış değildir.

Nitekim evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açı-

lan boşanma davalarına konu geçimsizliğe yol açan olayların, evlilik

sonrasına ilişkin olması gerektiği doktrinde de ifade edilmektedir. Bu

yaklaşıma göre; evlilik öncesi eşlerin nitelikleri ve beklentilerine ilişkin

olan eksiklikler, ancak yanılma veya aldatma nedeniyle, nisbî butlan

sebebi olarak evliliğin iptaline yol açabilir. Evliliğin iptali için gerekli

koşulların bulunmadığı ya da dava açmak için hak düşürücü sürelerin

geçmesi halinde ve geçimsizlik konusu olaylar evlenme süresince de-

62

Y

2.HD,

12.04.2016, 2015/16257 E.-2016/7382 K.