Previous Page  217 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 217 / 417 Next Page
Page Background

216

Türk Aile Hukukunda Toplumsal Cinsiyet Rolleri

Yargıtay’ın ETMK dönemindeki kararlarında da benzer yaklaşım-

da olduğu görülmektedir:

“Davacı koca, davalı kadın ile evlenmiş ise de onun vasfı hakkında hataya

düştüğünden ve bu vasfın bulunmaması birlikte yaşamayı çekilmez hale ge-

tirdiğinden bahisle evlenmenin feshini istemiştir. Davalı kadın, duruşmada,

ileri sürülen olayların doğruluğunu kabul etmiş, vaktiyle evlenme dışı bir

birleşme ile kızlığını zayi ettiğini, kendisinin kız çıkmaması hasebiyle koca-

sının yanında kaldığı müddetçe aralarında normal karı koca münasebetinin

vuku bulmadığını açıkça beyan etmiş ve evlenmenin feshine rıza göstermiştir.

Tarafların birlikte yaşamadıkları yolunda şahadet sevk etmiştir. Bu durumda

kadında bulunması lazım gelen bekâret vasfının eksikliği sebebinin birlikte

yaşamalarını çekilmez hale koyduğu anlaşılmaktadır. Medenî Kanun’un m.

116/ 2’nin uygulanmasında tarafların sosyal durumları, inançları, aile te-

lakkileri göz önünde tutulmak icap eder. Buna göre, mahkemenin davacının

davalı ile karı koca hayatı geçirmeye devam ettiğini kabul ederek davayı red-

detmesi, Özel Daire bozma ilamı karşısında eski hükümde direnilmesi isabet-

sizdir. Direnme kararının bozulması gerekmektedir.”

78

TMK’nın 149/2. maddesi, evliliğin iptalini isteyen eş yönünden,

yanıldığı hususun kendisi için birlikte yaşamayı çekilmez bir duruma

sokacak derecede önemli olduğunun ispatını da gerektirir. Ancak yar-

gı içtihadı bu konuda peşin hükümlüdür: Bekâret kadında bulunması

gereken bir vasıftır. Erkek eşin bu vasfa ilişkin yanılmış olduğunu orta-

ya koyması, çoğu zaman usulüne uygun olarak kurulmuş bir evliliğin

iptali sonucunu doğurur. Tıbben kadının bakire olup olmadığının tes-

piti mümkün değilse bile, evliliğin iptali mümkündür. Çünkü bekâret

vasfıyla kastedilen, tıbbın himen zarına ilişkin düzenlediği rapordan

ziyade, kadının evlilik öncesi ilişkiye girmesidir.

Kanun metninde, bekârete dair herhangi bir düzenleme bulun-

mazken, bekâretin yokluğunun evliliğin iptali gibi önemli bir hukuki

sonuca bağlanabilmiş olması, hukuki yorumdaki ataerkil tutumu orta-

ya koymaktadır. Bu tutumun,

öncelikle

toplumsal olarak önem atfedi-

len himen zarına, hukuki bir anlam yüklediği görülmektedir. Böylece

himen zarının toplum nezdindeki değerinin yanında hukuki bir de-

ğeri de olmuştur. İkinci olarak, kadın eşin evlilik öncesi cinsel ilişkiye

78

YHGK, 06.07.1968, 1968/2-647 E.-1968/548 K.