Previous Page  221 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 221 / 417 Next Page
Page Background

220

Türk Aile Hukukunda Toplumsal Cinsiyet Rolleri

Görüldüğü üzere kadın, erkeğin cinsel ilişkiyi gerçekleştiremedi-

ği gerekçesiyle evliliğin iptalini talep ederek açtığı davada, yine bir

bekâret muayenesine tabi tutulmaktadır. Uygulamada erkeğin nite-

liğinde yanıldığı iddiasıyla kadın tarafından açılan evlenmenin iptali

davalarının, kadın lehine sonuçlanması, erkeğin açtığı davaların so-

nuçlarına kıyasla sıklıkla karşılaşılan bir olgu olmaktan uzaktır. Bu,

yargı uygulamasında kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği ortaya koy-

maktadır. Yargının toplumsal cinsiyet rollerini özümsemiş tutumu-

nun, evliliğin iptali talebiyle kadının davacı olabileceği alanı ne denli

sınırlarken, erkeğin davacı olabileceği alanı kadın aleyhine ne denli

genişlettiği açıktır.

3. Evlilikte Cinsel İlişkinin Kurulamaması ve Toplumsal

Cinsiyet Rolleri

Yargıtay’ın yerleşik uygulamasında sıklıkla ifade edildiği üzere;

evlilik kurumunun sosyal amacının yanında, cinsel arzuları tatmin

etme gayesi de vardır. Bu doğrultuda Yargıtay, evlilik içerisinde cinsel

ilişkinin gerçekleşmemiş olmasını, TMK’nın 166/1. madde ve fıkrası

uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasının ko-

nusu olduğunu kabul eder. Yargıtay’ın cinsel ilişkinin gerçekleşmeme-

sini bir boşanma sebebi olarak kabul edebilmesi için, öncelikle evlilik

birliğinin makul sayılabilecek bir süre devam etmiş olmasını aradığı

görülmektedir. Buna göre cinsel ilişkinin beş gün içerisinde kurulama-

mış olması taraflar arasında cinsel uyumsuzluk olduğunu kabul etmek

için yeterli değilken,

86

beş ay gibi uzun bir süre içerisinde cinsel ilişki-

nin kurulamamasını evlilik birliğini temelden sarsan bir durum olarak

değerlendirilmektedir.

87

Evliliğin cinsel arzuları tatmin etme amacının var olduğunu kabul

eden Yargıtay uygulamasında, birlikte yaşanan uzun bir süre içerisin-

de cinsel ilişkinin gerçekleşmemiş olmasının, evlilik birliğini sarsan

bir durum olarak kabul edilmesinde esasen bir çelişki bulunmamakta-

dır. Yargıtay uygulamasına göre, eşlerde cinsel beraberliğe engel teş-

özel dairenin bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesini

usul ve yasaya aykırı bulmuştur. YHGK, 29.06.1994, 1994/2-329 E.-1994/477 K.

86

Y

2.HD,

08.03.2002, 2456 E.-3222 K.

87

Y2. HD, 25.10.1995, 672 E.-844 K.