Previous Page  240 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 240 / 417 Next Page
Page Background

239

TBB Dergisi 2017 (132)

Ahmet Fatih ÖZKAN

vacı (zarar gören taraf) bir esnaf (örneğin esnaf işletmesi için plastik

boru satın alan bir musluk tamircisi), bir çiftçi (örneğin serasında kul-

lanmak üzere gübre satın alan bir domates üreticisi), serbest meslek er-

babı bir kişi (örneğin diş kliniğine panoramik diş röntgen cihazı satın

alan bir dişçi), bir dernek veya vakıf (örneğin üyeleri ya da yöneticileri

için hafta sonu bir otelde konaklama hizmeti satın alan bir dernek veya

vakıf), hatta bir kamu kuruluşu (örneğin kampüsündeki asansörlerin

bakımını yaptıran bir devlet üniversitesi) olabilir. Tacir veya tüketi-

ci sıfatıyla hareket edildiği takdirde ise asliye ticaret mahkemelerinin

veya tüketici hakem heyetleri ya da tüketici mahkemelerinin görev

alanına girilmiş olacaktır.

2. Asliye Ticaret Mahkemelerinde Görülen Rekabet Davaları

4054 sayılı Kanun kapsamında tazminat davalarının asliye ticaret

mahkemelerinde açılabilmesi TTK’daki esaslara göre belirlenecek-

tir. Aksine bir düzenleme bulunmadıkça, ticari davalar için görevli

mahkeme olarak asliye ticaret mahkemelerini öngören TTK (m.5(1)),

“mutlak ticari dava” ve “nispi ticari dava” şeklinde ikili bir ayrım yap-

maktadır. TTK m. 4 uyarınca her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki

tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan uyuşmazlıklardan doğan dava-

lara “

nispi ticari dava

” adı verilmektedir. Burada davanın tarafının tacir

olup olmaması, davanın ticari dava olmasını etkilemekte, bu yüzden

bu davaların “nispi”, yani göreceli bir niteliği bulunmaktadır. Yine

aynı madde uyarınca TTK’nın kendi sistematiği içerisinde yer alan hu-

suslardan (örneğin haksız rekabet, sigorta sözleşmesi, çatma vs.) do-

ğan davalar ise “

mutlak ticari dava

” olacaktır. Davanın taraflarına veya

ticari işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaması sonucu “mutlak”

bir ticari davadan söz edilmektedir.

14

14

Bunun dışında TTK’nın kendisine yaptığı atıf sonucu, bazı kanunlarda yer alan

uyuşmazlıklardan doğan davalar da, yine taraflarına veya bir ticari işletmeye

ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, “mutlak ticari dava” sayılacaktır, örneğin

marka veya patent sahibinin haklarının ihlali durumunda açılan tazminat davası.

Bunun dışında, başka kanunlarda da “mutlak ticari dava” olarak düzenlenen da-

valar bulunmaktadır, örneğin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154. maddesi

kapsamında açılacak iflas davaları. Gerek nispi, gerekse mutlak ticari davalar için

görevli mahkeme, kanunda aksi düzenlenmedikçe, asliye ticaret mahkemeleridir.

Rıza Ayhan, Mehmet Özdamar ve Hayrettin Çağlar, Ticari İşletme Hukuku, 9.

Bası, Yetkin Yayınları, Ankara, 2016, s. 68-80.