Previous Page  241 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 241 / 417 Next Page
Page Background

240

Türkiye’de Rekabet Mahkemelerinin Kurulması Çok Mu Uzak Bir İhtimal?

Rekabet ihlalinden doğan tazminat davalarının asliye ticaret mah-

kemesinde açılabilmesi için (i) davanın TTK bağlamında mutlak veya

nispi bir ticari dava olması, (ii) bu ticari davayı asliye ticaret mahke-

melerinin görev alanı dışına çıkaran bir yasal düzenlemenin bulunma-

ması ve (iii) taraflardan birinin TKHK bağlamında tüketici sayılma-

ması gerekmektedir. Mülga HUMK uyarınca dava konusu değer veya

miktar esas alınarak sulh hukuk mahkemeleri veya asliye ticaret mah-

kemelerinin görev alanının belirlenmesi esasına HMK’da yer verilme-

mesi sonucu, asliye hukuk mahkemelerinde olduğu gibi asliye ticaret

mahkemelerinde açılan tazminat davaları açısından da herhangi bir

parasal sınır bulunmamaktadır. Görev açısından bir fark bulunmasa

da, iş bölümü açısından tazminat davasının asliye ticaret mahkemesi-

nin hangi dairesinde görüleceği değişebilecektir.

15

Asliye ticaret mahkemelerinde açılacak tazminat davalarında da-

vacı, bir gerçek kişi tacir (örneğin ticari işletmesi için bankadan ticari

kredi alan bir iş adamı) veya bir tüzel kişi tacir (örneğin sahip oldu-

ğu fabrikalar için özel güvenlik hizmeti satın alan bir anonim şirket)

olabilir.

16

Ancak TTK’da benimsenen mutlak ticari dava esası gereği,

tacir olmayan kişilerin açacağı tazminat davalarının da belli durum-

larda yine ticaret mahkemelerinde görülmesi mümkündür. Bir örnek

vermek gerekirse, TTK’da bankalar ve finansal kuruluşlara (finansal

kiralama (

leasing

), faktoring şirketleri vb.) ilişkin mevzuatta öngörülen

hususlardan doğan hukuk davaları mutlak ticari dava sayılmaktadır

15

TTK m. 5(2) uyarınca iş durumunun gerekli kılması halinde, asliye ticaret mah-

kemelerinin bir veya birkaç dairesi deniz ticaretinden ve deniz sigortalarından

doğan uyuşmazlıkları karara bağlayacaktır. Örneğin tazminat davasının konusu

zarar deniz taşımacılığından doğmuşsa, dava asliye ticaret mahkemesinin ilgili

dairesinde görülecektir. Her hâlükârda deniz ticaretinden ve deniz sigortaların-

dan doğan uyuşmazlıklara bakmak üzere görevlendirilen mahkemeler ile asliye

ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olmayıp, iş bölümü ilişkisidir.

Rıza Ayhan, “Son Değişikliklerle Ticari Dava ve Ticaret Mahkemelerinin Görev

Sahası Hakkında Getirilen Yenilikler”,

Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

,

2015, 1(1), s. 34.

16

TTK’da tüzel kişi tacir, gerçek kişi tacirde olduğu gibi tek tip olarak düzenlenme-

miş, aksine farklı gruplar tüzel kişi tacir olarak kabul edilmiştir (m. 16). Bunlar: (i)

“ticaret şirketleri” (örneğin kollektif şirket, anonim şirket veya limited şirket), (ii)

“dernekler” veya “vakıflar” (amaçlarına ulaşmak için bir “iktisadi işletme” işlet-

mek ve kamu yararına faaliyet göstermemek kaydıyla) ya da (iii) kamuya ait işlet-

meler (kuruluş kanunları gereği özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya

ticari şekilde işletilmek kaydıyla). Bilgi için bkz. Fatih Bilgili ve Ertan Demirkapı,

Ticari İşletme Hukuku, 6. Bası, Dora Yayınları, Bursa, 2016, s. 83-86.