Previous Page  314 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 314 / 417 Next Page
Page Background

313

TBB Dergisi 2017 (132)

Özcan ALTAY

suz sonuçlar doğurmuş konfederasyon tecrübesinin ana etken olduğu

da ABD’de sıklıkla başvurulan bir görüştür.

Güçlü ve gerektiğinde hızlı kararlar alabilen enerjik bir yürütme

organı yaratmanın karşısında anayasa kurucu iradeye yansıyan diğer

baskın duygu ise bu tek başlı yürütme organının ABD’nin bağımsız-

lığın kotarıldığı Britanya’daki kraliyet yönetiminde olduğu gibi “ti-

ranlığa” kayma endişesidir. Bu kaygıları gidermek adına, güçlü mer-

kezi hükümetin hararetle savunulduğu Federalist Yazılar (

Federalist

Papers

)’da Hamilton, ABD anayasal sisteminde öngörülen başkanın

Britanya Kralı’na hiçbir şekilde benzemediğini vurgulamıştır. Yürüt-

menin başı olacak ABD Başkanı, Kral’dan farklı olarak gerektiğinde

görevinden uzaklaştırılabilen, kanunlar üzerindeki veto hakkı par-

lamento çoğunluğuyla hükümsüz kılınabilen, başkomutan sıfatına

sahip olmasına rağmen savaş ilanına yetkili olmayan; parlamentoyu

fesih yetkisinden mahrum olan, yasama organının çıkardığı yasaları

sadakatle uygulama yükümlülüğü bulunan ve nihayet dış ilişkilerin

uluslararası antlaşmalar yoluyla yürütülmesi yetkisini ve atadığı üst

düzey kamu yöneticileri ile federal yargıçların atanması yetkilerini

parlamento kanadı Senato ile paylaşmak durumunda olan bir “tek”

adamdır.

10

Sonuç olarak, ABD Anayasasını kuran irade güçlü yürütme

organını aynı şekilde güçlü denge ve fren mekanizmalarıyla kuşatma

yolunu tercih etmiştir.

Bu teorik anayasal çerçeve birçok ülkede olduğu gibi uygulayıcılar

elinde şekil almıştır. Yürütme organı özellikle dış politika alanında—

belki de doğal olarak—en başından anayasanın biçimsel ifadesinden

(sözünden) farklı yorumlanacak imtiyazlar elde etmiştir. Güçlü mer-

kezi yönetime şüpheli yaklaşan Thomas Jefferson ve James Madison

gibi başkanlar dahi karşılaşılan tehditler ve fiili güçlükler karşısında

yürütme yetkisini geniş yorumlama eğiliminde olmuşlardır. Bunun

örneklerini ilk başkan George Washington dönemine kadar götürmek

mümkündür. Başkan Washington, Britanya ile imza ettikleri uluslara-

rası antlaşma (Jay Treaty) görüşmelerine ilişkin belgeleri müzakerele-

re zarar verebileceği endişesiyle Temsilciler Meclisi’ne sunmayı red-

10

“The Federalist Papers 69–The Real Character of the Executive,” https://www.

congress.gov/resources/display/content/The+Federalist+Papers#TheFederalist

Papers-69, (Erişim Tarihi: 26 Ekim 2016)