

171
TBB Dergisi 2017 (133)
Dilşad Çiğdem SEVER
lanacağı alanlarda idarenin faaliyeti ile terör bağlantılı zarar arasında
bir illiyet bağı aranmamasıdır. Danıştay bunu şu şekilde açıklamak-
tadır: “...
nedensellik bağı idarenin tazmin sorumluluğunun mutlak koşulu
da değildir.
İdarenin faaliyet alanıyla ilgili, önlemekle yükümlü olduğu
halde önleyemediği bir takım zararları da,
nedensellik bağı aranmadan
“sosyal risk” ilkesi gereğince tazmini gerekmektedir
.”
18
Danıştay bu yakla-
şımdan hareketle illiyet bağı kurulabilen durumlarda sosyal risk ilke-
sinin uygulanamayacağına karar verebilmektedir.
19
Danıştay kararlarında terörle bağlantılı zararlarda da kusursuz so-
rumluluk ile sosyal riskin ayrı kategoriler olarak ele alındığı durumlar
mevcuttur. Örneğin Danıştay bir polis memurunun görevi sırasında
terör eylemi sonucunda öldürülmesinin 5233 sayılı Kanun kapsamın-
da değerlendirilemeyeceğine ve olayın kusursuz sorumluluk ilkesi
uyarınca değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir.
20
Diğer yan-
dan Danıştay 5233 sayılı Kanun’da bahsedilen sorumluluk ile bu Ka-
nundan önce içtihatla geliştirilen sosyal risk ilkesini ayrıştırma yönün-
de kararlar vermiştir: “
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan
Zararların Karşılanması Hakkında Kanun “sosyal risk” ilkesinin yasalaşmış
halidir. Bu nedenle, Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra, meydana gelen
terör eylemleri veya terörle mücadele sırasında uğranılan zararların tazmini
istemiyle açılan veya açılacak davalarda, artık sosyal risk ilkesinin uygulanma
olanağı bulunmamaktadır
.”
21
Bir başka kararda da bu durum şu şekilde
ifade edilmiştir: “İdarenin kusura dayalı ya da kusursuz sorumlulu-
ğu yanında, Anayasanın öngördüğü sosyal hukuk devleti anlayışına
18
Danıştay 10. Daire, E. 1996/2383, K. 1997/41636 T. 6.11.1997. Benzer kararlar
için bkz. Danıştay 10. Daire, E. 1996/9012, K. 1997/6164, 25.12.1997; 10. Daire,
E. 1996/10292, K. 1998/1190, 18.3.1998; 10. Daire, E. 1997/3568, K. 1999/4782,
12.10.1999; 10. Daire, E. 1999/2162, K. 2000/5120, 11.10.2000. Danıştay aynı yak-
laşımı 5233 sayılı yasadan sonra da sürdürmüştür. (Makalede yararlanılan mah-
keme kararlarında özel olarak kaynak belirtilmeyen kararların tamamına Kazancı
İçtihat Bilgi Bankası aracılığıyla erişilmiştir.)
19
Örneğin bir polisin terörle mücadele sırasında hayatını kaybetmesine ilişkin dava-
da “sosyal risk ilkesinin uygulanabilmesi için olayın tüm toplumla ilgilendirilme-
si ve zararın toplumsal nitelikli bir riskin gerçekleşmesi sonucu meydana gelmesi
yanında, olay ve zararın yürütülen kamu hizmetinin doğrudan sonucu olmaması,
başka bir deyişle zarar ile idari eylem arasında bir nedensellik bağının da kuru-
lamaması gerekmektedir.” Gerekçesiyle sosyal risk ilkesine dayanılamayacağına
karar vermiştir. Danıştay 15. Daire, E. 2012/189, K. 2012/7048, T. 18.10.2012.
20
Danıştay 15. Daire, E. 2012/189, K. 2012/7048, T. 18.10.2012.
21
Danıştay 10. Daire, E. 2009/7423, K. 2009/9167, T. 26.10.2009.