Previous Page  173 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 173 / 685 Next Page
Page Background

172

Terörle Bağlantılı Zararlardan Dolayı İdarenin Sorumluluğu

uygun olarak ve bu temel üzerinden, kollektif sorumluluk anlayışı

çerçevesinde bilimsel ve yargısal içtihatlar ile geliştirilen sosyal risk il-

kesi, Anayasanın yukarıda öngördüğü amaçların gerçekleştirilmesine

yöneliktir.”

22

5233 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra kararlarda

Kanun’un gerekçesi de dayanak olarak kullanılmaktadır.

23

Gerekçede

sosyal riskin “İdarenin önlemekle yükümlü olduğu halde önleyeme-

diği bu zararların, nedensellik bağı ve kusur koşulu aranmadan kar-

şılanmasını kabul eden objektif sorumluluk anlayışına dayalı” olduğu

belirtildiğinden Danıştay bu gerekçeye de sıklıkla atıf yaparak sosyal

riski illiyet bağı bulunmayan özel bir sorumluluk türü olarak kabul

etmektedir.

Risk ilkesi ve kamu külfetlerinde eşitlik ilkesinde idarenin kusu-

ru olmasa da idarenin faaliyeti ile zarar arasında doğrudan bir illiyet

bağı aranmaktadır. Genel anlamda risk ilkesinde zarar doğrudan ida-

renin eylemiyle doğmamakla birlikte idarenin faaliyetiyle ilişkili ola-

rak ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan, idare hukukunda özel hukukta

kabul edilen “uygun illiyet bağı”nın ötesinde, daha dolaylı bir illiyet

bağı kurulabilmektedir. Özel hukuktaki anlamıyla uygun illiyet bağı,

“Olayların normal akışı ve hayat tecrübelerine göre niteliği itibariy-

le sonucu meydana getirmeye genel olarak elverişli olan veya olayın

gerçekleşme ihtimalini objektif olarak artırmış bulunan “sebep” ile söz

konusu sonuç arasındaki bağdır”.

24

Bir hukuk öznesinin sorumlu tu-

22

İDDGK, E. 2013/4602, K. 2014/1220, T. 26.3.2014.

23

Danıştay’ın sıkça atıf yaptığı kısım şu şekildedir: “Devletin anayasal düzenini yık-

mayı amaçlayan terör eylemlerine hedef olan kişiler kendi kusur ve fiilleri sonucu

değil, toplumun bir bireyi olarak zarar görmektedirler. ... Ortaya çıkan bu zara-

rın paylaştırılması, toplumun diğer kesimleri ile zarara uğramış kişiler arasında

fedakârlığın denkleştirilmesi, hakkaniyet ve sosyal hukuk devleti ilkelerinin bir

gereğidir. ... İdarenin önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bu zararla-

rın, nedensellik bağı ve kusur koşulu aranmadan karşılanmasını kabul eden ob-

jektif sorumluluk anlayışına dayalı sosyal risk adı verilen bu ilke, bilimsel ve yar-

gısal içtihatlarla da kabul edilmiştir.... Bu çerçevede yapılan çalışmalar sonunda,

terör eylemlerinin ülkemizde yoğun olarak yaşandığı ( olağanüstü hal ilan edilen

) 19.07.1987 tarihi ile 30.11.2002 tarihi arasında, terör eylemleri veya terörle mü-

cadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören kişilerin maddi

zararlarının yargı yoluna gitmelerine gerek kalmadan, idarece en kısa süre içinde

ve sulh yoluyla karşılanması ... amacıyla bu Tasarı hazırlanmıştır.”

24

Hayrettin Yıldız, “İdarenin Sosyal Risk Sorumluluğunda İlliyet Bağı Meselesi”,

TBB Dergisi

, 2016(116), s. 141; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Turhan Kitabevi,

Ankara, 2015, s. 314.