

177
TBB Dergisi 2017 (133)
Dilşad Çiğdem SEVER
cadele kapsamında idare tarafından riskli araçların kullanılması duru-
munda sosyal risk ilkesinden değil, risk ilkesinden bahsetmek gerekir.
Buna karşılık zarar terörle mücadele kapsamında olduğu için 5233 sa-
yılı Kanun kapsamında bir zarardır.
32
Bu durumun bir başka örneği de
patlayıcı maddelerin, özellikle mayınların patlaması sonucunda uğra-
nılan zararlardır. Terörle mücadele etmek amacıyla devlet tarafından
mayın döşenmesi durumunda üçüncü kişilerin kasıtları olmaksızın bu
mayınların patlaması sonucunda yaralanması durumunda da idare-
nin sorumluluğunun gündeme gelmesi mümkündür. Ancak bu tür bir
durumda da kusura dayalı mı, yoksa kusursuz sorumluluğun belli bir
türünün mü sorumluluğa dayanak olduğu olayın özellikleri dikkate
alınarak değerlendirilmelidir. Eğer devletin döşediği mayınlı bir arazi-
de yeterli işaretleme yapılmaması nedeniyle zarar ortaya çıkmışsa ku-
surlu sorumluluğa gidilebilecekken yine devlet tarafından döşenen bir
mayınlı alanda yıllar içinde toprağın kayması nedeniyle öngörülme-
yen bir arazide patlama meydana gelmişse bu durumda risk sorumlu-
luğuna gidilebilecektir. Oysa devletin döşemediği bir mayınlı alanda
yaşanan patlama nedeniyle Danıştay kusura dayalı sorumluluğa
33
ya
da sosyal risk ilkesine dayanarak zararın tazminine karar verebilmek-
tedir.
34
Ancak Danıştay’ın karar gerekçelerinden hizmet kusurunu
öncelikle inceleyip incelemediği ya da hangi durumlarda doğrudan
sosyal risk ilkesini uyguladığını saptamak güçtür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, kitlesel eylemler, terör
eylemleri ya da savaşla bağlantılı, yani toplumsal bağlamda oluşan
zararlar bakımından kusur ya da illiyet bağının aranmasının gerek-
32
15. Daire, E. 2011/9389, K. 2015/5311, T. 17.9.2015. Kararda otomatik bombaata-
rın deneme atışları sırasında meydana gelmesi karşısında olayın terörle mücadele
kapsamında olduğu kabul edilmiş ve olay yerinde bulunan davacının kızının ölü-
mü eşi ve çocuklarının yaralanmasından kaynaklanan zararların terörle mücadele
kapsamında giderilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
33
Bu yönde yakın tarihli bir örnek için bkz. Danıştay 10. Daire, E. 2014/6332, K.
2016/722, 11.2.2016: “terör örgütünce yerleştirilmiş anti-tank mayınının üzerin-
den kamyonun geçmesi sonucunda meydana gelen patlamada ... patlama bölge-
sinin tehlikeli maddelerden arındırılarak güvenliğini sağlama veya güvenliği sağ-
lanamayan bölgeye girişe uyarıcı işaretlerle engel olunması hususundaki görevini
yerine getirmeyen davalı idarenin hizmet kusuru işlediği”ne karar verilmiştir.
34
Danıştay’ın hiç kusur tartışmadan sosyal risk ilkesi ve 5233 sayılı Kanun hüküm-
lerine atıfla tazmine hükmedilmesi gerektiği yönünde kararı için bkz. Danıştay 15.
Daire, E. 2011/16575, K. 2015/6073, 15.10.2015. Kararın gerekçesinden yukarıdaki
karardaki durumla bu durum arasında bir farktan bahsetmek mümkün değildir.