Previous Page  177 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 177 / 685 Next Page
Page Background

176

Terörle Bağlantılı Zararlardan Dolayı İdarenin Sorumluluğu

kümlü olduğu halde önleyemeyen idarece, yukarıda açıklanan sosyal

risk ilkesine göre, topluma pay edilmesi suretiyle tazmini hakkaniyet

gereği olup, sosyal devlet ilkesine de uygun düşecektir”.

30

Danıştay’ın “zarara uğrayan kişilerin kendi kusur ve eylemleri

sonucu değil, toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle” zarar gördü-

ğü ifadesi sosyal risk ilkesinin uygulanma alanının ayırt edici unsuru

olmak bakımından yeterli değildir. Terörle bağlantılı zararları diğer

suç tiplerinden ayıran nitelik, terör eyleminin doğrudan belirli kişi/

kişilere yönelen şiddet içeren adli bir olaydan farklı olarak belli bir

kişisel husumet olmaksızın ve toplumsal bir hedefe yönelen bir suç

türü olmasıdır. Şiddet içeren hiçbir suçta zarara uğrayanın kusur ve

eyleminden bahsetmek mümkün olmamakla birlikte terör eylemleri-

ne hedef olan kişiler açısından başka bir durum söz konusudur. Kişi

doğrudan hedef olarak seçilmiş olsa dahi terör eyleminin hedefi o kişi

ya da kişilerin şahsı olmaktan öte bir siyasal amacın gerçekleştirilme-

sidir; yani söz konusu zarar siyasal/toplumsal bir sorunun yansıma-

sıdır ve kişi bu soruna ilişkin bir amacın gerçekleştirilmesi için sadece

toplumun üyesi olması nedeniyle hedef olabilmektedir. Bu bakımdan,

devletin ve zarara uğrayan kişilerin terör eylemlerindeki konumu o

toplumdaki herhangi bir suçtan farklı niteliktedir.

31

Tüm bu farklı özelliklerine karşılık terörle bağlantılı zararlardan

doğan sorumluluğun üçüncü bir sorumluluk türü olarak nitelenme-

si gerekli değildir. Her ne kadar illiyet bağı konusunda diğer sorum-

luluk türlerinden bir farklılaşma bulunsa da illiyet bağı bulunmadan

sorumluluk olamayacağından hareketle bir hizmet kurusu bulunma-

dığı hallerde uygulanabilecek olan sosyal risk ilkesi de bir kusursuz

sorumluluk türü olarak değerlendirilmelidir. Ancak, bir zararın terör-

le bağlantılı olarak ortaya çıkması ve kusur bulunmaması doğrudan

sosyal risk ilkesinin uygulanmasını gerektirmez. Örneğin terörle mü-

30

İDDK, E. 2015/2933, K. 2016/326.

31

Türkiye’de genel anlamda suçtan zarar görenlerin zararlarını karşılamak üzere bir

yardım yapılmasını içeren bir yasa tasarısı çıkarıldığını da belirtmek gerekir. Ada-

let Bakanlığı’nın hazırladığı “Suç Mağdurlarına Yardım Hakkında Kanun Tasarı-

sı” 2008’den itibaren belli aralıklarla gündeme gelmişse de meclise gelmemiştir.

Tasarı için bkz.

http://www.bursabarosu.org.tr/paylasim/File/dosyalar/2009/

sucmagdur.pdf Tasarı hakkında bir inceleme için bkz. Fatma Karakaş Doğan,

“Suçtan Doğan Mağduriyetin Devlet Tarafından Giderilmesi ve Suç Mağdurları-

na Yardım Hakkında Kanun Tasarısı”,

TBB Dergisi,

2011 (95), s. 197-234.