Previous Page  188 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 188 / 685 Next Page
Page Background

187

TBB Dergisi 2017 (133)

Dilşad Çiğdem SEVER

uygulanabileceği bir durumda maddi zararlar için genel hükümlere

göre dava açılamayacağı yönünde kararları vardır.

56

Benzer şekilde,

bir idare mahkemesinin genel hükümlere göre açılan davalarda 5233

sayılı Kanun uyarınca husumetin valiliğe yöneltilmesi gerektiğine

ilişkin karar verdiği anlaşılmaktadır.

57

Yine Kanun’un yürürlüğe gir-

mesinden sonra genel hükümlere göre açılan davalarda 5233 sayılı

Kanun’un varlığı karşısında sosyal risk ilkesine dayanılarak dava

açılamayacağına ilişkin kararlar verilebilmiştir.

58

Oysa ne 5233 sayılı

Kanunda ne de İdari Yargılama Usulü Kanununda bir sınırlandırma

olmaması nedeniyle bu yol ihtiyari bir başvuru yolu olarak kabul edil-

melidir.

59

Bu Kanun kapsamına girebilecek bir uyuşmazlık söz konu-

su olduğunda genel hükümlere göre başvuru yapılması halinde 5233

sayılı Kanun’a göre yapılmış olduğunun varsayılması ve bu Kanun-

daki başvuru sürelerinin uygulanması mümkün değildir. Ancak baş-

vurunun 5233 sayılı Kanun’da belirtilen altmış gün içinde yapılması

halinde idarenin zımni ret süresi içerisinde sulh yolunu önermesinin

önünde bir engel yoktur.

56

Bir davada ilk derece mahkemesi İYUK 13 uyarınca yapılan bir başvurunun red-

dine ilişkin davada genel hükümlere göre tazminat ödenemeyeceği gerekçesiyle

davanın reddine karar vermiş; Danıştay ise bozma kararında “maddi tazminat

istemine dair kısmının da genel hükümlere göre değil, 5233 sayılı Kanun hüküm-

lerine göre incelenmesi ve karara bağlanması gerekmektedir” ifadelerine yer ver-

miştir. Oysa genel hükümlere göre yapılacak talepleri sınırlandıran herhangi bir

hüküm bulunmamaktadır. 15. Daire, E. 2012/5325, K. 2015/7807, 19.11.2015.

57

15. Daire, E. 2012/189, K. 2012/7048, 18.10.2012. Karardan kamu görevlisi po-

lisin hayatını kaybetmesine ilişkin davada “genel hükümler uyarınca İçişleri

Bakanlığı’na karşı açılan davada Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nin 18.09.2007

tarih ve E:2005/443, K:2007/1068 sayılı kararı ile maddi tazminat istemi için Bat-

man Valiliği’ne karşı, manevi tazminat istemi için genel hükümlere göre İçişle-

ri Bakanlığı’na karşı ayrı ayrı dilekçelerle dava açılması gerektiği gerekçesiyle

dilekçenin reddine karar verildiği” anlaşılmaktadır. Yani ilk derece mahkemesi

uyuşmazlığın niteliğine göre 5233 sayılı kanunun doğrudan uygulanacağını var-

saymıştır.

58

10. Daire, E. 2009/7423, K. 2009/9167, T. 26.10.2009.

59

Bu noktada AİHM’in 5233 sayılı Kanundaki başvuruyu etkili bir iç hukuk yolu

olarak tanımlamasının bu başvuru yolunun zorunlu olduğu anlamına gelmediği-

ni de belirtmek gerekir. İçyer kararı öncesinde verilen ihlal kararlarında 285 sayılı

KHK’nin dava açılmasına engel olan hükmü nedeniyle idari yargı etkili bir dene-

tim yolu olarak görülmemişti. Bu karara dayanak olan ve 1990 yılında KHK’de

yapılan değişiklikle 7.maddeye eklenen “Bu Kanun Hükmünde Kararname ile

Olağanüstü Hal Bölge Valisine tanınan yetkilerin kullanılması ile ilgili idari iş-

lemler hakkında iptal davası açılamaz” hükmü Anayasa Mahkemesi’nin 22.5.2003

tarihli ve E.2003/28, K.2003/42 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.