Previous Page  191 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 191 / 685 Next Page
Page Background

190

Terörle Bağlantılı Zararlardan Dolayı İdarenin Sorumluluğu

belirtilmişse de

65

Kanunun sadece terör eylemleri değil, aynı zamanda

terörle mücadele sırasında kolluk kuvvetleri tarafından kusurlu veya

kusursuz olarak verilen zararları da içerdiği düşünüldüğünde hizmet

kusuru bulunması durumunda kusurlu kamu görevlisine de kusuru

oranında rücu edilmesi gerekeceği açıktır. Zaten Kanunda ya da yö-

netmelikte bu tür bir hüküm olmasa dahi Anayasa’nın 129/5 hükmü

gereğince rücu mekanizmasının işletilmesi gerekecektir.

d. Terörle Bağlantılı Zararlarda Manevi Tazminat Talepleri

Terörle bağlantılı zararlarda kimi zaman maddi zarardan çok ma-

nevi zarar verilmektedir. Kanunun manevi tazminatı içermemesi ve

terörden doğan zararlarda önemli manevi tazminatların da gündeme

geldiği düşünüldüğünde bu Kanun’un uygulanması durumunda ma-

nevi tazminata ilişkin taleplerin nasıl dava edilebileceği konusu kar-

maşık bir hal almaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin de Kanunla ilgili

yapılan iptal başvurusu sonucunda verdiği ret kararında vurguladığı

üzere kanunda sadece maddi tazminatın düzenlenmiş olması mane-

vi tazminat konusunda bir sınırlama anlamına gelmemektedir. Ana-

yasa Mahkemesinin deyişiyle, Kanun “idarenin sorumluluk alanını

daraltan veya idari işlem veya eylemlere karşı yargı yolunu kapatan

bir hüküm içermemektedir”.

66

Bu nedenle manevi tazminata ilişkin ta-

leplerin 5233 sayılı Kanun’a göre genel hüküm niteliğinde olan İYUK

12. Ve 13. maddesine göre yapılması gerekir.

67

Buna göre, bir yıl ve

her halde eylemden itibaren beş yıl içerisinde zorunlu idari başvuru

yolunun tüketilmesi ve bu başvurunun reddi sonucunda dava açma

süresi sonunda dava açılması gerekmektedir. Bu bakımdan, 5233 sa-

65

Kanun tasarısındaki ilgili maddenin gerekçesi şu şekildedir: “Son yıllarda mey-

dana gelen ve terör örgütlerinin propagandasına dönüşen toplumsal olaylarda

göstericiler, kamuya ve özel kişilere ait bina, araç ve mallara şuursuzca zarar ver-

meye, hatta yağma girişiminde bulunmaya başlamışlardır. Söz konusu zararlar

Devlet tarafından karşılanmakta ve bu zararı verenlere Terör ve Terörle Müca-

deleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesin-

de genel hükümlere göre rücu edilmektedir. Bu tür toplumsal olaylarda faillerin

tespitindeki güçlükler nedeniyle rücu işlemlerinde meydana gelen gecikmelerin,

bu işlemlerin zamanaşımına uğramasına meydan vermemesi bakımından madde

ile 5233 sayılı Kanun kapsamındaki rücu istemine ilişkin zamanaşımı sürelerinin

bir kat artırılarak uygulanması yönünde düzenleme yapılmıştır.”

66

AYM, E. 2006/79, K. 2009/97, 25.6.2009, RG: 13.11.2009-27405.

67

Benzer görüş için bkz. Berkan Ayduran, “5233 Sayılı Kanun Kapsamında Mane-

vi Zararların Tazmin Edilip Edilemeyeceği Sorunu”,

TAAD

, Yıl:5, Sayı:19 (Ekim

2014), s. 676.