Previous Page  192 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 192 / 685 Next Page
Page Background

191

TBB Dergisi 2017 (133)

Dilşad Çiğdem SEVER

yılı Kanun’a göre başvuru yapılması durumunda aynı eylemden do-

ğan maddi ve manevi zararlar bakımından farklı dayanakları olan ve

başvuru süreleri de farklılaşan usuller bulunmaktadır. Oysa normal

koşullarda tazminat hukukunun gereği bu iki talebin aynı dava kapsa-

mında görülmesidir ve terörle bağlantılı zararlarda da maddi ve ma-

nevi zarar birlikte istenebilmektedir.

Diğer yandan Danıştay, sosyal risk ilkesi uyarınca talep edilen

maddi ve manevi tazminatlara ilişkin davalarda sosyal risk ilkesi uy-

gulanamayacağı, 5233 sayılı Kanun’un uygulanması gerektiği gerek-

çesiyle bu kararları hem maddi, hem manevi tazminat bakımından

bozmaktadır. Örneğin bir kararda Danıştay

“5233 sayılı Yasanın yürür-

lüğe girdiği tarihten sonra meydana gelen terör eylemi sonucu oluşan zararın

tazmini isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın, 5233 sayılı Yasa kapsamında

irdelenerek çözümlenmesi gerekirken, davacının uğradığı maddi ve manevi

zararlarının sosyal risk ilkesi uyarınca ödenmesi gerektiği yolunda verilen

Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir”

sonucuna varmıştır.

68

Oysa 5233 sayılı Kanunun zorunlu bir yol olarak değerlendirilmesi

mümkün olmadığı gibi manevi tazminat taleplerinin genel hükümlere

göre değerlendirilmesi gerekir.

Danıştay bir dönem Kanunun maddi zararları kapsamasının ma-

nevi zararları dayanaksız bıraktığı şeklinde yorum yapan kararlar da

verebilmiştir. Bir davada ilk derece mahkemesi

“maddi tazminat istemi-

nin kısmen kabulü ile maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davacıya öden-

mesine; fazlaya ilişkin maddi tazminat istemi ile yasal dayanağı bulunmayan

manevi tazminat isteminin reddine

” karar vermiş ve bu karar Danıştay

tarafından onanmıştır.

69

Yine daha erken tarihli bir kararda da hem

maddi hem manevi tazminat talepli bir dava Nakdi Tazminat Kanunu

uyarınca maddi zarar için yapılan ödeme nedeniyle 5233 sayılı Kanun

uyarınca yapılması gereken bir ödeme olmadığı gerekçesiyle redde-

dilmiş ve karar onanmıştır.

70

Bu kararlarda manevi tazminata yasal

dayanak aranması ya da maddi tazminata gerek kalmadığı hallerde

manevi tazminata ilişkin hiç inceleme yapılmaması Kanunun lafzına

ve tazminat hukukunun genel ilkelerine de aykırı bir yorumdur.

68

Danıştay 10. Daire, E. 2009/7423, K. 2009/9167, 26.10.2009.

69

Danıştay 10. Daire, E. 2008/11212, K. 2009/5491, 2.6.2009.

70

Danıştay 10. Daire, E. 2006/7212, K. 2008/9199, 23.12.2008.