

195
TBB Dergisi 2017 (133)
Dilşad Çiğdem SEVER
ilk derece mahkemesi kararını onamıştır.
77
Aynı Daire Kasım ayında
içtihadını yine değiştirerek İDDGK kararındaki gerekçeyi yine bire-
bir kullanmış ve genel hükümlere göre manevi tazminat davası açı-
labileceğine karar vermiş; daha sonraki bazı kararlarında da manevi
tazminat taleplerinin kabul edildiği davalarda onama kararı vermiş-
tir.
78
İDDK 2016’da verdiği yakın tarihli bir kararında da 5233 sayı-
lı Kanun’un manevi tazminatı içermemesinin genel hükümlere göre
manevi tazminat istenmesini engellemediği yönünde karar vererek bir
ısrar kararını onamıştır.
79
Danıştay’ın geldiği noktada Anayasaya ve
Anayasa Mahkemesi’nin de yorumuna uygun olacak şekilde 5233 sa-
yılı Kanun’u manevi tazminat bakımından engelleyici bir hüküm ola-
rak görmediği anlaşılmaktadır. Zarar görenlerin 5233 sayılı Kanun’a
başvurmadan doğrudan İYUK 13. madde uyarınca manevi zararlarını
talep etmeleri de mümkündür. Ancak sulh yoluna başvurulması ha-
linde aynı olaydan doğan maddi ve manevi tazminat taleplerinin hem
başvurunun yapılacağı makamın, hem idari başvuru sürelerinin farklı
olması belli sorunlara yol açabilecektir. 5233 sayılı Kanun’a göre 60
gün içinde Valiliğe başvurmak gerekecekken İYUK 13. madde uyarın-
ca zararın öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde İçişleri Bakanlığı’na
başvurulabilecektir. Böyle bir durumun tercih edilmesi durumunda
dava açma süreleri geçmemek koşuluyla iki dava iki davalı da hasım
gösterilerek bir arada açılabilecek ya da dava açma süresinin daha
uzun olması nedeniyle manevi tazminat davasının sonra açılması ha-
linde iki davanın birleştirilmesi istenebilecektir.
77
Danıştay 15. Daire, E. 2011/7219, K. 2015/6413, 22.10.2015. Karara muhalif kalan
üye ise manevi tazminat yönünden karşı oy yazmış ve AİHM’in Aydın İçyer kara-
rına da atıf yaptıktan sonra şu gerekçeye yer vermiştir: “Anayasa Mahkemesi’nce
verilen 25.06.2009 tarih ve E:2006/79, K:2009/97 sayılı karar gerekçeleri değerlen-
dirildiğinde, davacıların 5233 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca başvuracağı
yargı yolunda manevi tazminat talep edebilecekleri açıktır.”
78
Danıştay 15. Daire, E. 2015/8734, K. 2015/9227, 24.12.2015. Bu karara muhalif üye
ise zararın 5233 sayılı yasayla ilgili olması nedeniyle manevi tazminatın ödeneme-
yeceğini gerekçe göstermiştir. Aynı yönde karar ve karşı oy içeren bir başka karar
için bkz. 15. Daire, E. 2015/9499, K. 2015/9086, 23.12.2015; 15. Daire, E. 2012/8455,
K. 2015/8287, 1.12.2015.
79
İDDK, E. 2015/2933, K. 2016/326, 18.02.2016. Karara karşı oy yazan üye ise ka-
nunun hazırlanma sürecindeki komisyon raporları ve kanunun görüşmelerinde
manevi tazminatın içerilmemesi ve Anayasa Mahkemesinin kanunun manevi
tazminatı kapsamamasına ilişkin hükmü iptal etmemesi karşısında - Anayasanın
sorumluluğa ilişkin hükümleri ve Anayasa Mahkemesi kararının alıntılanan açık
gerekçesine rağmen- manevi tazminat istenemeyeceği sonucuna varabilmiştir.