Previous Page  195 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 195 / 685 Next Page
Page Background

194

Terörle Bağlantılı Zararlardan Dolayı İdarenin Sorumluluğu

luluğa ilişkin bir ifade içermemektedir. Danıştay’ın bu yorumu 5233

sayılı Kanun’un sosyal risk ilkesiyle sınırlı bir tazminat türü olduğu ve

sadece kusursuz sorumluluk olan durumlarda uygulanabileceği gibi

bir varsayımı içermekte; hatta kusursuz sorumluluk durumunda ma-

nevi tazminata hükmedilemeyeceği gibi bir sonuca varmaktadır.

2014 yılında konu bir mahkemenin ısrar kararı sonucu İdari Dava

Daireleri’nin önüne de gitmiştir. Terör olayı nedeniyle manevi tazmi-

nat isteminin kısmen kabulü ile manevi tazminatın yasal faiziyle birlik-

te davacılara ödenmesine ilişkin kararın temyiz incelemesi sonucunda

15. Daire “

olayda davalı idareye yüklenebilecek kusurlu ve kusursuz sorum-

luluk halleri bulunmadığından, uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun kapsamın-

da çözümlenmesinin zorunlu olduğu, 5233 sayılı Kanun’un, terör eylemleri

veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler sonucu uğranılan

maddi zararların tazminini öngörmesine karşın, manevi zararların tazminini

kapsamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, genel hü-

kümlere ( sosyal risk ilkesine ) göre davanın kısmen kabul edilmesinde hukuki

isabet görülmediği”

sonucuna vararak kararı bozmuş; İdare Mahkemesi

ise ilk kararında ısrar etmiştir. Bunun üzerine İDDGK ısrar kararının

onanmasına karar vermiştir. Kurula göre, “

hali hazırda terör olayları ne-

deniyle uğranılan manevi zararların Anayasaya dayalı olarak sosyal risk il-

kesi uyarınca tazmini olanaklı iken, yasama organınca, özellikle yaşam hakkı

başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açar nitelikte

ve manevi tazminat ödenmesini engellemek amacına yönelik böyle bir yasa-

nın yürürlüğe konulduğu söylenemez... idare hukuku kuralları çerçevesinde

Anayasaya dayalı olarak geliştirilen bir ilke uyarınca manevi zararların kar-

şılanma olanağının içeriği itibariyle engelleyici bir hüküm taşımayan yasa ile

ortadan kaldırıldığından bahsedilmesi olanaksızdır

.”

75

Bu karara karşılık, Danıştay 15. Daire Ekim 2015’te birbirine zıt

iki karar verebilmiştir: 15 Ekim tarihinde verdiği kararda İDDGK ka-

rarını birebir kullanarak 5233 sayılı Kanunda manevi zararlara ilişkin

hüküm bulunmaması nedeniyle manevi tazminat talebinin reddedil-

mesinde “hukuki isabet” bulmamış ve genel hükümlere göre manevi

tazminata hükmedilebileceğine karar vermişken

76

; aynı Daire bir haf-

ta sonra verdiği kararda 5233 sayılı Kanunun manevi tazminatı içer-

memesi nedeniyle manevi tazminat talebinin reddedilmesine ilişkin

75

İDDGK, E. 2013/4602, K. 2014/1220, 26.3.2014.

76

Danıştay 15. Daire, E. 2011/16575, K. 2015/6073, 15.10.2015.