Previous Page  312 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 312 / 685 Next Page
Page Background

311

TBB Dergisi 2017 (133)

Ebru CEYLAN

TMK.m.330 /II hükmüne göre iştirak nafakası, her ay “peşin”

ödenir. Ancak hâkim istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar

verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik du-

rumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir (TMK. m.

330/III). Burada alacaklının mağduriyetinin önlenmesi için enflasyona

karşı önlem olarak hâkimin gelecek yıllarda yapılacak artırım oranıyla

ilgili karar verilmesi imkânı kabul edilmiştir.

46

İştirak nafakası özelliği gereği “irat” şeklinde karara bağlanır. Türk

hukukunda iştirak nafakasının taraflar arasında yapılacak anlaşmay-

la toptan ödenmesi konusunda bir hüküm yoktur, bu nedenle sadece

irat şeklinde ödeneceği esası geçerlidir. Oysa İMK.m.288/I hükmünde

çocuğun yararı varsa istisnai olarak toptan ödenebilir. Öztan’a

47

göre

TMK.’da toptan ödenebileceğine ilişkin bir düzenleme yoksa da ço-

cuğun yararı var ise ve toptan ödemenin meblağın uygun olması ko-

şuluyla olabileceği kanısındadır. Özellikle toptan ödemenin anne ve

babanın gelirinin belirsiz olduğu durumlarda veya malvarlıklarını tü-

ketebileceklerinden kaygı duyuluyor ise veya anne babanın yurtdışına

yerleşme veya anne ve babanın ölümünün yakın olduğu ihtimallerde

çocuk lehine olduğu düşüncesine dayanılmaktadır. Anne ve babanın

kazancının iyi olması halinde ise toptan nafakanın ödenmesinin çocu-

ğun aleyhine olduğunu düşünülmektedir.

İştirak nafakasına dava tarihinden hüküm tarihine kadar faiz yü-

rütülemez, faiz iştirak nafakasıyla ilgili kararın kesinleştiği tarihten

itibaren işlemeye başlar.

48

lefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine

devam ediyorsa (TMK.’nın 328/2nci maddesi) bu takdirde; kendisi yeni bir dava

açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Dolayısıyla küçüğün reşit olduğu

tarihte hükmedilen iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona ereceğin-

den, hükümde ayrıca belirtilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.” ( Ünsal, s.214

dn.13) Yargıtay 12. HD. E.2005/12338 ve K. 2005/16008 sayılı kararında “MK.’nın

328/2nci maddesi gereğince; çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa,

ana ve babanın eğitim sonuna kadar çocuğa bakma görevi için yapılacak ödemeye

veya MK.’nın 364 üncü maddesinde öngörülen yardım nafakasına hükmedilme-

den sona eren iştirak nafakasının yorum yoluyla sürdürülmesi mümkün değildir.

Burada, “ilam hükmünü ortadan kaldırmak” değil, “uygulama sahasını sapta-

mak” söz konusudur. O halde, şikâyetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı

şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir.” (Ünsal, s.214 dn.14).

46

Ahmet Kılıçoğlu, Medeni Kanunumuzun Aile, Miras ve Eşya Hukukunda Getir-

diği Yenilikler, Ankara 2004 s. 23.

47

Bilge Öztan, Aile Hukuku, Ankara 2015, s.1051.

48

Y. 2. HD. T.05.06.1997 E.1997/519 K.1997/6469 (Özuğur, s.189).