

38
Parlamenter Sistemden Kopuş ve Sonrası: Karşılaştırmalı Gözlemler ve Bazı Değerlendirmeler
geçiş süreci, diğer ülkelere nazaran daha sancılı bir süreç olmuştur.
Zira Sovyet döneminde ülkede uygulanan dil, kültür ve sınır politika-
ları, temelde Moldova’yı sınır komşusu Romanya’dan koparmak üze-
rine inşa edildiği için; Ulusal Cephe’nin politikaları da aksi yönde şe-
killenmiş, bağımsızlık sürecinde Romanya ile bütünleşme eğilimleri ön
plâna çıkmıştır. Ülke bir yandan da güneydeki Gagavuz Türkleri’nin
talepleri ve özellikle de 2 Eylül 1990 tarihinde Moldova’dan bağımsız-
lığını ilân eden Trnasdinyester bölgesinin yarattığı toprak bütünlüğü
sorunları ve silahlı çatışmalarla uğraşmak zorunda kalmıştır.
68
Bu atmosfer içinde Mircea Snegur, önce 27 Nisan 1990’da “Moldo-
va Yüksek Sovyeti”nin (Moldova Parlamentosu) başkanlığına, sonra-
sında ise yine Parlamento tarafından 3 Eylül 1990 tarihinde cumhurbaş-
kanlığına seçildi. Böylece Moldova, demokrasiye geçiş sürecine büyük
ölçüde özgür seçimler neticesinde oluşmuş bir parlamento tarafından
seçilen bir cumhurbaşkanı ile yine parlamentonun içinden çıkan ve ona
karşı sorumlu olan bir bakanlar kurulundan oluşan bir yapı ile adım
atmış oldu. NitekimÜlke’nin bağımsızlığını ilân ettiği 27 Ağustos 1991
tarihi ve sonrasında da, oluşturulan parlamenter hükümet sistemi yü-
rürlükte kalmaya devam ettiği görülmekteydi. Ne var ki 1991 yılında
Moskova’da gerçekleştirilen başarısız “Ağustos Darbesi”, bölgedeki
hızlı alt üst oluş sürecinde arkasında güçlü bir halk desteği olan bir
lidere ihtiyaç duyulduğuna inanan Snegur taraftarlarının, cumhurbaş-
kanının doğrudan halk tarafından seçileceğini öngören bir düzenleme
yapmaya itmiştir. Bu düşüncenin arkasında yatan nedenlerden biri de,
ayrılıkçı Transdinyester Bölgesi Cumhurbaşkanı’yla başlayacak aylık
görüşmelerde, halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın daha
yüksek bir otoriteye sahip olacağı inancıydı.
Bütün bunlar yaşanırken, bir yandan da Moldova Ulusal
Cephesi’nin bağımsızlık sonrasında bir an önce Romanya ile birleme
yönünde bir arzu oraya koyması, eski komünist seçkinler ve ılımlı
68
Bu sorunun ayrıntısı için bkz. Arcadie Barbăroșie ve Oazu Nantoi, Aspects of the
Transnistrian Conflict, Institutul de Politici Publice, Chișinău 2004; Florian Küch-
ler, The Role of the EU in Moldova’s Transnistrian Coflict, Ibidem-Verlag, Stutgart
2008; Stuart J. Kaufman, “Spiraling to Ethnic War: Elites, Masses, and Moscow in
Moldova’s Civil War” International Security, Vol. 21, No. 2 (Autumn 1996), s. 108-
138.