Previous Page  50 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 50 / 685 Next Page
Page Background

49

TBB Dergisi 2017 (133)

A. Ersoy KONTACI

nemlerde yürütme organı içinde Ülke’yi tümüyle kaosa sürükleyecek

krizlerin yaşanmasını engellemiş olsa da,

cohabitation

döneminde ya-

şanan iç çekişme ve çatışmalara ilişkin haberler, Fransız Toplumu’nun

gündeminden hiçbir zaman eksik olmadı.

90

Nitekim bu kapsamda

sisteme yöneltilen eleştiriler, 2000 yılında Cumhurbaşkanı’nın görev

süresine yönelik gerçekleştirilen değişikliğin (cumhurbaşkanı ve par-

lamento seçimlerinin 5 yıla eşitlenmesinin) gerekçesini oluşturdu.

V. Cumhuriyet Anayasası’na yöneltilen eleştiriler, kurulan siste-

min

cohabitation

dönemlerine yol açmasıyla da sınırlı kalmadı. Aksine,

III. ve IV. Cumhuriyet dönemlerinin “baskın parlamento” karakteri-

ne karşı bir tepkinin ürünü olarak kurulan V. Cumhuriyet rejiminde,

ibrenin bu sefer de yürütmeden yana fazlaca kaymış olduğu yönün-

deki eleştiriler oldukça yaygındı. Nitekim günümüzde de bu sisteme

yöneltilen en sert eleştirilerden başında, parlamentonun yürütmenin

elinde bir oyuncak haline dönüştüğü eleştirisi gelmektedir.

91

Bu bağ-

lamda parlamento, hukukî yetkileri sayesinde güçlenen, siyasî önem

sıralamasında da seçmenin gözünde birinci sıraya yükselen yürütme

karşısında artık “cumhurbaşkanı hükümetinin” sunduğu tasarılara

yasa gücü kazandırma işleviyle sınırlı bir kurul olarak algılanmakta-

dır.

92

Bu pozisyonunsa, çağdaş demokrasi teorisinde parlamentolara

biçilen hukukî/siyasî rol karşısında savunulması güç bir pozisyon ol-

duğu açıktır.

Bu kapsamda bir de, cumhurbaşkanının “yetkili ama sorumsuz”

pozisyonuna ilişkin eleştirilere değinmekte fayda bulunmaktadır.

Gerçekten, V. Cumhuriyet Anayasası’nda cumhurbaşkanına; anaya-

saya uyulmasını temin etme ve bir hakem olarak kamu organlarının

düzen ve uyum içinde çalışmasını ve devletin devamlılığını güven-

ce altına alma görevleri yüklenmektedir. Buna karşın Anayasa’nın 67.

90

Fransa’nın bütün bu cohabitation yorgunluğuna rağmen, yürütme içindeki bu

farklı yönelimlerin bir arada mevcudiyetinin aslında korkulacak bir şey olma-

dığını ve hatta bunun, yeni demokrasiler açısından bile kaçınılması gereken bir

durum olarak görülmemesi gerektiğini savunan görüşler de bulunmaktadır. Ör-

neğin bkz. Robert Elgie, “The Perils of Semi-Presidentialism. Are They Exaggera-

ted?”, Democratization, Vol. 15, Issue 1 (2008), s. 49-66.

91

Parlamento’nun zayıf konumu ve bunun nedenleri hakkında bkz. Andrew Knapp

ve Wincent Wright,

The

Government and Politics of France, Routledge, London

2001, s. 133-148.

92

Eyüboğlu (2007), s. 136-137.