Previous Page  533 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 533 / 685 Next Page
Page Background

532

Sınai Mülkiyet Kanunu ve Yargıtay Uygulamasında Marka Hukukunda Tazminat

sorumluluğunun asıl olduğu, kusursuz sorumlulukla ilgili herhangi

bir hükmün bulunmadığı hususu açıklığa kavuşturulmuştur. Nitekim

kanun gerekçesinde de tazminat hukukunun temel prensibinin kusur

şartı olması sebebiyle kusur kelimesinin gereksiz olduğu düşünülerek

metinden çıkarıldığı belirtilmiştir.

Sınai Mülkiyet Kanununu, MarKHK’nın tazminat ile ilgili düzen-

lemesinden ayıran diğer bir fark ise ayırt edilemeyecek derecede ben-

zerini kullanmak suretiyle markayı taklit etme olgusunun bir tecavüz

fiili olarak belirtilmesine rağmen tazminat başlıklı maddede ayrıca

geçmemesidir. Marka hukukunda tazminat yükümlülüğünün doğma-

sı için gerekli olan markaya tecavüz hallerine, taklit marka bağlamında

bakacak olursak:

SMK’nın markaya tecavüz fiillerini saydığı 29. maddede ilk ola-

rak 7. maddeye atıf yapılarak markanın aynı veya benzeri bir işaretin

kullanılması fiillerinin markaya tecavüz olduğu belirtilmiştir. İkinci

olarak ise marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edile-

meyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek

fiili ayrı bir tecavüz hali olarak sayılmıştır. Aslında markayı taklit etme

fiilinin zaten 7. madde kapsamında markanın aynısının veya benzeri-

nin kullanılması kapsamında olduğunu, dolayısıyla tekrar böyle bir

durumdan bahsetmenin gereksiz olduğu söylenebilir.

31

Ancak önce-

ki düzenlemenin aksine markaya tecavüz fiili olarak ayrıca sayılan

bu halin, ayriyeten tazminatla ilgili hükümlerde (SMK m.150 vd.) bir

daha geçmemiş olması olumlu bir gelişmedir.

Markaya tecavüz olarak sayılabilecek fiillerin üçüncüsü ise mar-

kayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle

markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz

yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka

bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç

etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme

yapmak için öneride bulunmaktır (SMK m.29/1-c). Kanun koyucu tak-

lit marka kavramına sadece bu maddede farklı bir anlam yüklemiştir.

Nitekim ilgili fıkraya göre markaya tecavüz ve tazminat sorumluluğu

açısından iltibas, yani benzerlik yetmemekte, markanın ayırt edileme-

31

556 sayılı KHK döneminde aynı tartışma için bkz. Kaya, s.269; Tekinalp, 493

vd.;Yasaman/Ayoğlu, s.1012.