

536
Sınai Mülkiyet Kanunu ve Yargıtay Uygulamasında Marka Hukukunda Tazminat
Netice itibariyle markaya tecavüz fiiliyle ilgili olarak ispat hukuku
ile ilgili şu sonuçlara varılabilir: Taklit markalı ürünleri ticaret alanına
çıkaran, satan, ticari amaçla elinde bulunduran, ithal veya ihraç eden
şahsın -tacir olsun veya olmasın- kusursuzluğunu ispat etmesi gerek-
mektedir. Ancak böyle bir durumda TTK m. 18/2 gereği tacirlerin
durumu bilmedikleri yönündeki savunmaları dikkate alınmayacak,
tacir olmayanların ise ürünün taklit markalı olduğunu bilmediklerini
ispat etmeleri gerekecektir. İltibas olarak kullanımda da ikili bir ayrım
yapmak gerekir. Tacirlerin iltibas oluşturacak kullanım halinde kusur-
suzluklarını ispat yükü varken, tacir olmayanların kusurlu oldukları-
nı asıl marka sahibinin ispat etmesi gerekir. Uygulamada ve Yargıtay
kararlarında SMK m. 29/1-c’ de bahsedilen fiillerin genellikle tacirler
tarafından işlendiğini belirtmek gerekir.
B. Marka Sahibinin Zarara Uğraması
Zarar kavramı malvarlığı ve malvarlığı olmayan zarar şeklinde
ikiye ayrılır. Markaya tecavüz fiili neticesinde iki tür zararın oluşması
da mümkün olmakla beraber bu başlık altında malvarlığı zararı ince-
lenecektir.
Malvarlığı zararı, malvarlığının aktifindeki azalma yoluyla ger-
çekleşebileceği gibi pasifin artması ve pasifin artışının engellenmesi
yoluyla da ortaya çıkabilir.
38
Markaya tecavüz teşkil eden fiiller nedeniyle uğranılan zarar mik-
tarının hesaplanması, örneğin bir taşınıra verilen zararın hesaplanma-
sına göre kuşkusuz daha zordur.
39
Bu sorun marka değerinin hesap-
lanmasında ortaya çıktığı gibi, marka ile markanın ayırt ettiği ürünün
ayrıştırılmasında da kendini göstermektedir.
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altın-
dadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim,
olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde
tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler(TBKm. 50).
Tazminat yükümlülüğünün söz konusu olabilmesi için ortada
hukuka aykırı eylemden doğan bir zararın bulunması gerekir. Huku-
38
Eren, s.472 vd. ; Uzunallı, s.342.
39
Yasaman/Yüksel, s.1131.