Previous Page  541 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 541 / 685 Next Page
Page Background

540

Sınai Mülkiyet Kanunu ve Yargıtay Uygulamasında Marka Hukukunda Tazminat

gerekli gören yaklaşımını da doğru bulmuyoruz. Nitekim konuyla

ilgili birçok kararda Yargıtay, marka hakkına tecavüzün oluşmasıyla

birlikte başka hiçbir gerekçe ve zarar ihtimali zikretmeksizin tazmina-

ta hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Örneğin 15.02.2016 tarihli bir Yargıtay kararında markaya tecavü-

zün sabit olmasına rağmen tazminat şartları oluşmadığından dolayı

tazminat istemini reddeden yerel mahkeme kararını bozmuştur:

45

Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenme-

si, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, her

ne kadar maddi tazminata esas alınacak bir miktarın tespit edilemediği ge-

rekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmişse de, davalının

eyleminin marka hakkına tecavüz oluşturduğu mahkemece kabul edildiğine

göre, davalının bu tecavüzünün her halükârda davacının sahip olduğu pazar

payına olumsuz etkisinin bulunacağı nazara alınarak 6098 Sayılı Türk Borç-

lar Kanunu’nun 50 ve 57. maddeleri uyarınca uygun bir maddi tazminata

hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, davacı

yararına bozmayı gerektirmiştir.”

9.4.2014 tarihli başka bir kararda ise, yerel mahkeme markaya te-

cavüzü sabit gördüğü halde tazminat şartlarının oluşmadığından ba-

hisle tazminat istemini reddetmiş, Yargıtay ise tazminat istemini red-

deden kararı bozmuştur:

46

Dava; markaya tecavüzün men’i ve tazminat istemine ilişkindir. Mah-

kemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda markaya tecavüzün önlenmesi-

ne karar verilmiş, maddi zararına ilişkin herhangi bir delilin dosyaya sunul-

madığı, bu nedenle maddi tazminat talebinin yerinde görülmediği, manevi

tazminat talebi yönünden ise, her iki şirketin farklı illerde faaliyet göstermesi

ve davalı tarafın kötü niyetli olduğunu gösterir herhangi bir delilin de dava-

cı tarafça dosyaya sunulamadığı gerekçesi ile tazminat talebi reddedilmiştir.

Dosya kapsamı itibariyle davalının, ticaret unvanındaki “ERİŞİM” ibaresi-

ni davacının faaliyet alanında marka olarak kullanmak suretiyle davacının

marka hakkına tecavüz ettiği sabittir. Davacının tazminat talebi 556 sayılı

KHK’nın 62/b maddesine dayalı olup, markaya tecavüzün önlenmesine karar

verildiği halde maddi-manevi tazminat talebinin reddi doğru bulunmamıştır.

45

Y. 11. HD, E. 2015/7266, K. 2016/1398, T. 15.2.2016. (Kazancı İçtihat Bankası)

46

Y.11. HD, E. 2013/7693, K. 2014/6966, T. 9.4.2014. (Kazancı İçtihat Bankası)