Previous Page  553 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 553 / 685 Next Page
Page Background

552

Sınai Mülkiyet Kanunu ve Yargıtay Uygulamasında Marka Hukukunda Tazminat

lacak hesaplamalarda salt marka katkısı değil, ciroya etki eden kadro,

organizasyon becerisi, satış sonrası hizmetler gibi etkenler de hesaba

katılacaktır

76

. Böylece yoksun kalınan kazanca marka dışındaki diğer

faktörlerde dâhil edilmiştir.

Muhtemel gelirin tecavüz fiiliyle bağlantılı olması gerektiği de

gözden kaçmamalıdır. Zira asıl marka sahibinin tecavüze uğrayan

markasından başka, tecavüzle ilgisi olmayan markalarından elde ede-

ceği gelirin yoksun kalınan kazançla bir ilgisi yoktur. Bu ihtimalde

zarar ile fiil arasında illiyet bağı kesileceği için tazminat da gündeme

gelmeyecektir.

Marka sahibinin tecavüz edilmeseydi elde edeceği muhtemel gelir

hesaplanırken, mütecavizin fiilinin boyutu ile haksız olarak elde ettiği

kazanç miktarlarına da bakmak gerekir. Nitekim SMK m. 151/4 uya-

rınca yoksun kalınan kazancın hesabında ihlalin nitelik ve boyutu da

dikkate alınmalıdır. Aynı zamanda yaşam tecrübesinden hareketle, te-

cavüze maruz kalanın yoksun kaldığı kazancın tespitinde tecavüz ede-

nin kazancı çoğu zaman yol gösterici olacaktır.

77

Kanaatimizce SMK

m. 151/2-a ile m.151/2-b’de geçen iki yöntem her ne kadar bağımsız

yöntemler olarak öngörülmüşse de birbiriyle ilişkili ve dengeleyici un-

surlar olarak kullanılmalıdır. Nitekim böyle yapılmazsa hakkaniyete

uygun düşmeyen tazminatlara hükmedilebilir. Konu ile ilgili bir Yargı-

tay kararında yerel mahkeme davacının İstanbul’da faaliyette bulunan

şubelerinin kârlarını esas almıştır. Ancak davalı, tecavüz fiilini Batman

ilinde işlediğinden, bu fark gözetilmeden yani davalının bulunduğu

piyasa şartları değerlendirilmeden hesaplanan tutarın yoksun kalınan

kazanç olarak belirlenmesi, kararın Yargıtay tarafından bozulmasına

sebep olmuştur.

78

İlgili karara göre:

76

SMK m. 151’in gerekçesinde “hakkın (markanın) kullanılması ile” ibaresinin yeni

kanuna alınmamasının sebebi olarak tecavüz suretiyle yapılan satışlardan elde

edilen kazanca, markanın katkısı oranında tazminata hükmedilmesinin oldukça

düşük tazminat sonucunu doğurduğu ve yeni düzenleme ile daha etkin bir taz-

minat sorumluluğunun doğacağı belirtilmiştir. Gerekçede bu değişikliğin sanki

sadece mütecavizin elde ettiği gelire göre hesaplanan yönteme etki edeceği anlamı

çıksa da, marka sahibinin muhtemel gelirine göre yapılacak hesaplama da bundan

etkilenecektir. Nitekim MarKHK’daki “markanın kullanılması” şartı her iki yön-

tem bakımından da kaldırılmıştır.

77

Uzunallı, s.391.

78

Y. 11. HD, E. 2012/14674, K. 2013/13300, T. 25.6.2013.