

553
TBB Dergisi 2017 (133)
Fatih AYDIN
“
Dava, markaya tecavüz sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, maddi tazminat talebi hakkında 556 Sayılı KHK’nın 66/a ben-
dindeki seçeneğe dayanarak, yoksun kalınan kazancın tahsilini istemiştir.
Mahkemece, anılan madde hükmü uyarınca maddi tazminatın belirlenmesinde
davacı şirketin markasını franchise sistemiyle kullandırdığı İstanbul Yenibos-
na ve Ataşehir Şubelerinin 2010-2011 yılı franchise karı ve mal satış karı orta-
lamasının, tespit tarihiyle dava tarihi arasındaki izinsiz kullanım süresine göre
hesaplanan 19.738,46 TL’ye hükmedilmiştir. Bu hesaplama şeklinde markanın
ekonomik öneminin yanı sıra, davalı işletmesinin konumu ticari faaliyetlerinin
ve tecavüz eyleminin boyutuyla ticari kayıtlarının da dikkate alınması gerekir.
Bu durumda, 556 sayılı KHK’nın 65. maddesi de dikkate alınmak suretiyle
gerektiğinde davalı işletmenin ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılmaksızın
ve davalı işletmenin faaliyette bulunduğu Batman ili ile farklı ticari konumda
bulunan İstanbul’daki bazı işyerlerinin faaliyet karları emsal alınmak suretiyle
yapılan hesaplamaya dayalı maddi tazminata hükmedilmesi doğru görülme-
miş, hükmün bu bakımdan davalı yararına bozulması gerekmiştir.
”
Bu yöntem hakkında değinilmesi gerekin son bir durum daha var-
dır. Markaya tecavüz edenin tecavüz fiili devam ettikçe asıl marka sa-
hibinin satış gelirlerinin bundan olumsuz etkilenmesi normal olan bir
durum ise de bazen bunun tam tersi de olabilir. Örneğin tecavüz ede-
nin markayı kaliteli ürünlerde kullanması, reklam vs. gibi başarıları
marka sahibinin gelirlerini arttırabilir.
79
Kanaatimizce bu tarz istisnai
durumlarda marka sahibinin muhtemel gelirine dayalı yönteme baş-
vurularak yoksun kalınan kazanç miktarı hesaplanamaz. Çözüm ola-
rak kanunda öngörülen diğer yöntemlerden biri tercih edilmeli veya
BK uyarınca hâkim uygun bir tazminata hükmetmelidir. Davacının te-
cavüz boyunca gelirlerinde artışın yaşanmasının, mütecavizin fiiliyle
somut bir ilişki içinde olmadığı durumlarda da yoksun kalınan kazanç
talep edilebilmelidir. Diğer bir deyişle davacının satışlarında tecavüz
dönemi boyunca bir artış mevcutsa, tecavüzün artışa olumlu etkisinin
olması veya artışı hiç etkilememesi halinde dahi bu durumdan bağım-
sız olarak yoksun kalınan kazanç talep edilebilmelidir. Konuya ilişkin
30.06.2014 tarihli bir Yargıtay kararında, davacının her halükarda te-
cavüz fiilinden zarara uğrayacağı varsayımıyla uygun bir tazminata
hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır:
80
79
Uzunallı, s.391
80
Y 11. HD, E. 2014/6714,K. 2014/12541,T. 30.6.2014.