Previous Page  139 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 139 / 705 Next Page
Page Background

138

Kurgudan Gerçekliğe Uzanan Bir Tartışma Alanı: Susma Hakkının İdare Hukukunda ...

hakkını ihlâl ettiği düşüncesindeyiz.

54

Ayrıca VUK’a ilişkin diğer idarî

ve cezaî yaptırım düzenlemeleri dikkate alındığında, VUK madde

359’da defter ve belge ibraz etmemeye bağlanan yaptırımların, ölçülü-

lük ilkesi bağlamında orantısız olduğu da ortadadır.

III. İdarî Yargılama Usulünde Susma Hakkı

İdarî yargılama aşamasında susma hakkının kullanılıp kullanama-

yacağı esasen konunun idarî yargılama aşaması öncesinde değerlendi-

rilmesiyle benzerlikler taşımaktadır. İYUK’ta susma hakkına yönelik

özel bir düzenleme, doğal olarak, bulunmamaktadır. Çıkış noktası ve

uygulama alanı ele alındığında, susma hakkının idarî yargılama usu-

lünde de kullanılabileceği sonucuna varmak çok kolay olmamaktadır.

Dava konusunun kaynaklandığı esaslardaki aykırılıklardan dolayı,

55

taraflarca hazırlama ilkesi medenî yargılama usulünde uygulanırken

gerek ceza gerek idarî yargılama usulünde re’sen araştırma ilkesi ve

delil serbestisi ilkesi uygulanmaktadır. İYUK’un 20. maddesinin 1.

bendinde, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin bakmakta ol-

dukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları

kabul edilmiştir.

56

Böylece idare yargıcının re’sen araştırma yetkisi çer-

çevesinde, davalı idare yanında davacıdan bilgi ve belge talep edebil-

mesi ve ispat yükünü dağıtabilmesi söz konusudur. İdarî yargılamada

uyuşmazlığın özelliğine göre de, davacı veya davalı idare ispat yükü

altında olabilmektedir.

57

Diğer taraftan susma hakkının doğduğu ceza

bariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,

Hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Varlığı noter

tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi

incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hük-

münün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir. Gerçek bir muamele veya

duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar iti-

bariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı

belgedir. (…)”

54

Ancak VUK’a ilişkin ilân edilen tasarı metninde aynı yaklaşımın devam ettirildiği

görülmektedir.

55

AYM, 28.02.1989, E.1988/32, K.1989/10, RG, 22.06.1989/20203.

56

En genel ifadelerle, dava malzemesinin hazırlanmasında taraflarla birlikte,

hâkimin de görevli olması, re’sen araştırma ilkesi olarak adlandırılmaktadır, Yü-

cel Oğurlu, “Danıştay Kararları Işığında İdarî Yargılama Usulünde Re’sen Araş-

tırma İlkesi”,

Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

, 75’inci yıl Armağanı

,

C.

2, S. 2, s.122.

57

Örneğin idarî eylemden kaynaklı bir tam yargı davasında ispat yükü davacıdadır,