

274
İstinaf Kanun Yolunda Kamu Düzeni Kavramı
f. Dava takip yetkisine sahip olunması
g. Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet
ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir
vekâletnamesinin bulunması
h. Gider avansının yatırılmış olması
i.
Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi
j.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması
k. Derdestlik
l.
Kesin hüküm bulunmaması bir diğer dava şartı olup kamu düze-
nine ilişkindir.
49
Kesin hüküm itirazı, davanın her aşamasında ile-
ri sürülebileceği gibi mahkeme de davanın her aşamasında kesin
hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı dava şartı yoklu-
ğundan reddedecektir.
Yukarıda sayılan genel dava şartları yanında, bazı özel dava tür-
leri bakımından aranan özel dava şartlarının eksikliği de bölge adliye
mahkemesi tarafından resen dikkate alınacaktır. Zira genel dava şart-
ları gibi özel dava şartları da davanın esası hakkında inceleme yapıla-
bilmesi için varlığı aranan şartlardır. Örneğin, icra- iflas hukukunda
49
“Hukukumuzda kamu düzeninden sayılan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu’nun 237. (6100 sayılı HMK m.303) maddesinde düzenlenen kesin hüküm
tarafların anlaşmaları ile ortadan kaldırılamadığı gibi, mahkemece kendiliğinden
(resen) göz önünde tutulur. Düzenlediği hak ve çıkar ilişkileri yönünden yasal
gerçeklik (hakikat) sayıldığından taraflarını bağlar. Kesin hüküm itirazı, davanın
her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemede; (Yargıtay’da) davanın her aşa-
masında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden
(dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm itirazı mahkeme-
de ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa Yargıtay’da (temyiz veya karar düzeltme
aşamasında) da, dahası bozmadan sonrada ileri sürülebilir. Bu bakımdan usulü
kazanılmış hakkın istisnasıdır ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir
etkiye sahiptir. O sebeple kesin hükmün varlığı, yargılamanın bir kesiminde naza-
ra alınmamış olması diğer bir kesiminde ele alınmasını engellemez. Kesin hüküm
bir dava şartı olup kamu düzenine ilişkindir. Buna göre bir dava karara bağla-
nıp verilen hüküm kesinleştikten sonra aynı taraflar arasında, aynı konuda aynı
hukuki sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Açılması halinde ikinci dava
kesin hüküm sebebiyle esasa girilmeden dava şartı yokluğu sebebiyle reddedilir.
Kesin hükümden söz edebilmek için biri kesinleşmiş tarafları, konusu ve sebe-
bi aynı olan iki davanın varlığı gerekir. Bir başka deyişle bir davanın konusunu
oluşturan uyuşmazlığın kesin bir hükümle çözülmüş olması halinde mahkemece
yeniden inceleme konusu yapılmaz.” Yargıtay
6.HD. E. 2015/9175, K. 2016/3662,
T. 5.5.2016 (Kazancı İçtihat Bankası).