

369
TBB Dergisi 2018 (134)
Bedia GÜLEŞ
alacak, doğması ödemenin yapıldığı veya emeğin sarf edildiği ana da-
yanan, hüküm ifade etmesi ise altsoyun miras tamamen paylaşılana
kadar bunu talep etmesi şartına bağlı olan bir hakkaniyet alacağı ola-
rak nitelendirilebilir.
62
TMK m. 370’te anlatılan durum aslında günümüz için önemini
oldukça yitirmiştir. Nitekim gelişip değişen yaşam şartlarıyla birlikte
toplumumuzda, geniş aile modelinden çekirdek aile modeline hızlı bir
geçiş söz konusudur. Ancak bu değişime rağmen yine de ana – baba
ya da büyük ana - baba ile birlikte yaşamanın hiç olmadığından bah-
sedilemez. Dolayısıyla yıllarca ailesi ile birlikte yaşayıp, kazanç elde
ederken onlarla birlikte çalışan, bununla beraber hiç maddi karşılık
almayan bir kimsenin, yıllar sonra ana – babası öldüğü zaman elinde
hiçbir şey kalmaması hâlinde, alt soy bu hükümlere başvurarak uygun
bir bedel isteyebilecektir. Bahsedildiği üzere bu talep kural olarak ana
– baba ya da büyük ana – baba öldüğü zaman ileri sürülebilir (TMK m.
371/1). Ancak m. 371/2’ye göre bunun
“birlikte yaşamanın sona ermesi
veya işletmenin el değiştirmesi, borçluya karşı icra takibi yapılması veya onun
iflası hallerinde”
de talep edilmesi mümkündür.
743 sayılı Medeni Kanun döneminde bu müessese m. 610’da dü-
zenlenmiş; ancak sadece ana – baba ile birlikte yaşama için ve sadece
ölüm hâlini kapsayacak şekilde yer almıştı;
TKM m. 321 ise icra ta-
kibi ve iflas halinde uygun bir bedel isteme haline münhasır olarak
düzenlenmişti.
63
Diğer yandan bugünkü düzenlemenin aksine, her iki
madde de, ancak
“ivazından sarahaten feragat etmeksizin”
şeklindeki şart
üzere bedel istenebiliyordu (TKM m. 321, 610). Bugün ise bu iki hü-
küm m. 370’te birleştirilmiş ve ayrıca “açıkça feragat etmemek” şartı
kaldırılmış bulunmaktadır. Böylece, aslında feragatin doğal sonucu
olan artık talep edememe hâli, belki de gerek görülmediğinden zikre-
dilmemiştir.
64
tirdiği Yenilikler, Turhan Kitabevi, 3. Bası, Ankara, 2014, s. 128.
62
TMK m. 370’ten doğan talebin kanundan doğan bir alacak olduğu görüşü için,
Ayan,
s. 48.
63
İki maddenin karşılaştırılması ve metinleri için bkz. Kocayusufpaşaoğlu, Miras
Hukuku,
s. 495; iki maddenin karşılaştırılması için bkz. İmre, s. 770; Dural-Öz, s.
350, 351.
64
Aynı yönde bkz. Dural-Öz, s. 352.