

97
TBB Dergisi 2018 (134)
Abdulbaki GİYİK
Buna göre, eğer ruhsatsız/ruhsata aykırı binada oturan aile bireyleri-
nin hepsi binayı birlikte yapmışlarsa, bu kişilerin müşterek fail olarak
sorumlu tutulması gerekir. Yine, bu kişilerin binanın yapımında çalış-
mamış olmakla birlikte, eyleme yardım eden veya azmettiren olarak
katılmaları da mümkündür. Ancak aile bireyleri binanın yapımı es-
nasında eyleme katılmamışlarsa ve yardım etme-azmettirme yönünde
bir fiilleri de bulunmuyorsa, TCK m. 184/1 hükmünden sorumlu tu-
tulmaları mümkün değildir. Bu ihtimalde, aile bireylerinin ruhsatsız/
ruhsata aykırı binada oturmaları, bu kişiler açısından TCK m. 184/1
hükmünün oluşması sonucunu doğurmaz.
TCK m. 184/1 hükmünde ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yap-
ma/yaptırma cezalandırıldığından, bina yapıldıktan sonra ruhsatsız/
ruhsata aykırı yapılan bu binada kiracı olarak oturan kişiler imar kir-
liliğine neden olma suçundan sorumlu tutulamayacaktır.
97
Bu durum-
da, ruhsatsız/ruhsata aykırı binada oturan bu kişilerin TCK m. 278
hükmünde düzenlenen suçu bildirmeme suçu karşısındaki sorumlu-
lukları tayin edilmelidir.
Kanaatimizce, ruhsatsız/ruhsata aykırı binayı kiracı olarak veya
herhangi bir sıfatla kullanan kişiler, söz konusu binanın hukuka ay-
kırı olarak yapıldığını biliyor olsalar bile, kural olarak TCK m. 278’de
düzenlenen suçu bildirmeme suçundan söz edilemeyecektir. Zira TCK
m. 278/1’den hüküm kurulabilmesi için, ortada
işlenmekte olan
bir su-
çun bulunması gerekir. Kiracının ruhsatsız/ruhsata aykırı binayı kul-
lanması durumunda, bina bitmiş olacağından, TCK m. 278/1 hükmü
tatbik edilemeyecektir. Hükmün ikinci fıkrasının uygulanması için ise,
kanunun deyimiyle
işlenmiş olmakla birlikte sebebiyet verdiği
neticele-
rin
sınırlandırılması halen mümkün bulunan
bir suç bulunması gerekir.
Doktrinde, TCK m. 278/2 hükmünün uygulanması için, öncelikle bir
netice suçunun
bulunması gerektiği haklı olarak ifade edilmektedir
98
.
TCK m. 184/1 hükmünde düzenlenen suçtan bahsedilebilmesi için
97
Yılmaz, s. 176.
98
Mustafa Ruhan Erdem, “Suçu Bildirmeme Suçu (TCK m. 278)”,
TBB Dergisi,
S. 80,
Y. 2009, s. 112. Ancak doktrinde, TCK m. 278/2’de yer verilen netice kavramından
kanundaki neticenin mi yoksa suçun işlenmesinden sonra ortaya çıkan dolaylı
neticelerin mi kastedildiğinin net olmadığı ifade edilmektedir: İsa Döner, “Suçu
Bildirmeme Suçu”,
AÜEHFD,
C. IX, S. 3-4, Y. 2005, s. 75; Yener Ünver, Adliyeye
Karşı Suçlar (TCK m. 267-298), Seçkin Yayınları, 3. B. , Ankara 2012, s.293.