Previous Page  354 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 354 / 497 Next Page
Page Background

353

TBB Dergisi 2017 (özel sayı)

Gül AKYILMAZ

Kalan miktarı ödemenin Paşa’yı güç durumda bırakacağı gerekçesi ile

1000 kese daha indirim yapılmış, Paşa’nın toplam 4.000 keselik öde-

me yapması kararlaştırılmıştır. Bu ödemenin 1000 kesesi nakit, kalanı

taşınmaz olarak ödenecektir. İsmail Paşa’ya gösterilen müsamahaya

rağmen 1867 yılı geldiğinde hala Ümmü Gülsüm’ün miras payı öden-

memiştir. Dava miras ve mülkiyet hakları konusunda kadının erkek

akrabaları karşısında ne kadar saldırıya açık olduğunu ve bazen yar-

gının da kadının yanında yer almadığını göstermektedir. Ümmü Gül-

süm şer’i hukukun kendisine tanıdığı miras payını alamadığı gibi, teh-

dit edilmiş, amcası terekeyi eksik gösterdiğini itiraf etmesine rağmen

miras payı arttırılmamış, aksine amcanın masraf yaptığı, ekonomik

durumunun bozulacağı gibi gerekçelerle Ümmü Gülsüm’e ödenecek

miktar daha da azaltılmıştır. Yetkililer Ümmü Gülsüm’ün hukuk mü-

cadelesinde yaptığı harcamaları, bir kadın olarak katlanmak zorunda

kaldığı zorlukları, hakkının yakın bir erkek akrabası tarafından gasp

edilmesinin yaratacağı sonuçları görmezden gelmiş, Ümmü Gülsüm’ü

değil İsmail Paşa’yı korumayı tercih etmişlerdir.

57

19. Yüzyıl sonları ve 20. Yüzyıl başlarında kadınların miras ve

mülkiyet anlaşmazlıklarında izledikleri hukuki süreçte tablonun de-

ğişmeye başladığı gözlenmektedir. 1864 yılında kurulan Nizamiye

Mahkemelerine kadınlar fazla rağbet etmemişlerdir. Bunda mahkeme

harçlarının çok pahalı olmasının ve artık avukatlık kurumunun kabulü

ile mahkemelerde profesyonel temsilcilere ödenmesi gereken ücretin

de etkili olduğu düşünülebilir. Bu nedenle Nizamiye Mahkemelerinde

kadınların varlığı etkili olmamıştır. Kadınlar önceki dönemlerin aksi-

ne artık nizamiye ve şer’iye mahkemeleri gibi yerel yargı organların-

da haklarını aramak yerine doğrudan İstanbul’a şikâyetlerini iletmeyi

tercih etmişlerdir. Bu dilekçelerin önemli bir kısmında mallarına yapı-

lan tecavüzler, zorla evlerinden tahliye edilmeler ve verilmeyen miras

payları ile ilgili şikâyetler yer almıştır.

Kadınların İstanbul’a gönderdikleri şikâyet dilekçeleri ile ilgili

olarak zikredilmesi gereken önemli bir konu da zaman içinde bu dilek-

çelerin özellikle II. Meşrutiyet’in ilanından sonraki süreçte genel deği-

şimin bir parçası olarak farklılaşması ve içerdiği politik tonun belir-

57

Faruk Doğan, “On Dokuzuncu Yüzyılın İkinci Yarısında Osmanlı Taşrasında Bir

Kadının Hukuk Mücadelesi: Midilli Nazırı Kulaksızzade Mustafa Ağa’nın Mirası

Davası

”, International Journal of History Studies

, 2011, Vol 3/2, s. 163-171.