Previous Page  383 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 383 / 497 Next Page
Page Background

382

Tanzimat Sonrası Osmanlı Kadın Hareketi ve Hukuki Talepleri

rum geçicidir. Öncelikle kadının toplumsal ve hukuki konumunun

iyileştirilmesi gerekmektedir. Siyasi haklarını kullanabilecek seviyeye

geldiklerinde ise seçme ve seçilme hakkından bahsetmeye başlamış-

lardır.

Tanzimat sonrası dönemde kadınların örgütlü hale gelmesini sağ-

layan dernekler kurulmuştur. Bu örgütlenmeye dernek düzeyinde

olmasa da, katkı sağlayan konferanslar da düzenlenmiştir. Kadınlar

haklarını istemek ve kendilerini ifade etmek için bir araya gelmişler-

dir. Bu konferansların içinde oldukça dikkate değer olan Beyaz Kon-

feranslardır. II. Meşrutiyet’ten sonra başlayan ve on kez toplandığı dü-

şünülen konferanslar, katılanların beyaz başörtüsü takmaları ve salon

duvarlarının beyaz olması nedeniyle bu adla anılmaktadır. Konferans-

lar üst düzey bir bürokrat ya da paşanın kızı olduğu tahmin edilen,

kimliği tespit edilemeyen P.B.’nin yaşadığı konakta düzenlenmiş ve

P.B imzasıyla “Kadın” dergisinde yayınlanmıştır. Oldukça radikal söy-

lemleri olan Fatma Nesibe Hanım’ın verdiği konferanslar büyük ilgi

görmüştür. Kadın dergisinde yayınlanan “Beyaz Konferans” başlık-

lı yazının bazı bölümleri Fatma Nesibe Hanım’ın fikirlerine örnektir:

“Ah şu zaif kollarımda kuvvet olsaydı, hilkat bana da bir demir pençe, sert bir

kalb verseydi, yapacağım ilk iş, birçok erkeğin kafasını paralamak olacakdı!

Fakat manen? Bunu kabul edemeyiz hanımlar! İçinizde saçlarının uzunluğuna

rağmen, en akılsızı ben olduğum halde… Her asrı tedkik ediniz; erkekler hep

fena, meş’um hatalarla tesis etdikleri avâkıbı işhâd ediyorum, herhalde onların

yüzde doksan dokuzundan akıllıyım… Bugün kadın nedir? Erkeklerin kadın-

lara karşı meşhur-ı

âlem

olan nezâketlerine rağmen sorarım, bir ‘alet-i zevk’,

bir ‘çocuk makinesi’, ‘tatlı bir et’den başka birşey mi? Keşke! Hayır, bu da

değil hanımlar! Hiçbir ifrata, hiçbir garaza tâbi olmayarak söylüyorum, keşke

böyle olsaydı; bari bu namla bir mevki-i hürmet ve ehemmiyet kazansaydık!”

Yazıda bunlar gibi çarpıcı birçok ifade bulunmaktadır.

46

Osmanlı Devleti’nde bu gelişmeler yaşanırken dünya kadını da

örgütlenmeye ve mücadelesine devam etmektedir. Hatta Osmanlı ka-

dınları da uluslararası boyutta örgütlenmeye başlamışlardır. 1900 yı-

lında Paris’te üç tane uluslararası kadın kongresi düzenlenmiş, 1904

yılında ise Berlin’de Uluslararası Kadın Konseyi’nin

47

beş yılda bir

46

Çakır, s. 118-125.

47

Birleşmiş Milletler’de danışma statüsündeki bir organizasyondur. Milletler Cemi-