

İdari İşlemde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğü
310
hata yaparak, ilgiliyi yanlış yönlendirmesi
58
ya da başvuru yolları ve
sürelerinin, ilgiliyi yanlış yönlendirecek ve özellikle yargısal başvuru
hakkı açısından olumsuz sonuç doğuracak şekilde açık olmayan ve
belirsiz bir içerik taşıması durumunda da geçerlidir. Diğer yandan iş-
lemin, idari itiraz konusu yapılmış olması durumunda itiraz sonucu
verilen karar yeni bir idari işlem oluşturacağından, başvuru yolları ve
sürelerinin, her iki işlemde de belirtilmesinin zorunlu olmadığı
59
ve yü-
kümlülüğün, sadece ilk karar için geçerli olduğu kabul edilmektedir.
60
İdari işlemin iptal nedenlerinden biri olarak şekil, idari yöntem
(usul) sorununu da içeren geniş bir kapsama sahiptir.
61
Genel olarak,
işlemin yapılmasında uyulması gereken biçim ve usul kuralları ara-
sında,
“ana kural”
(asli) ve
“ikincil”
(tali) kurallar ayrımı yapılmakta ve
ikincil (tali) nitelikte görülenler, iptal nedeni olarak sayılmamaktadır.
62
Doktrinde, bu ayrımın,
“nesnel ölçütlere dayanmadığı”
ifade edilmekle
birlikte,
“uygulamada, yönetilenlerin yararı için öngörülmüş kurallar ile
uyulmadığı zaman, kararın içeriğini etkileyici nitelikte olan kurallar”
, asli
şekil kuralları olarak kabul edilmektedir.
63
Başvuru yollarının göste-
rilmesi yükümlülüğü, yönetilenlerin hak aramalarına yönelik güvence
niteliğinde bir yöntem kuralı olmasına rağmen, Danıştay tarafından,
asli şekil kuralı olarak değerlendirilmemektedir.
İlgili Danıştay kararları, süre aşımı gerekçesiyle ilk inceleme aşa-
masında reddedilen davalar bağlamında gündeme gelmektedir. Bu
kararlar bakımından ilk ayrım, yükümlülüğün yerine getirilmemesi-
nin, dava açma süresi açısından hukuki bir sonuca sahip olup olma-
dığı yönünden kurulabilir. Nitekim gerek Anayasa’nın,
“idari işlemlere
hukukunda, zorunluluğun kesin olarak uygulandığı ve başvuru yolları ve
mercileri konusunda ilgilinin eksiksiz olarak bilgilendirilmiş olmasına rağmen,
sürenin belirtilmemesi durumunda, dava açma süresinin de başlamayacağı ifade
edilmekle birlikte, 2006 yılında yapılan yasa değişikliği ile dava açma süresinin,
ilgilinin işlemi öğrenmesinden itibaren 4 ay sonra başlayacağının kurala
bağlandığı belirtilmektedir. Nathalie Fortemps, Nathalie Van Damme,
“Procédures
en annulation et en référé devant le Conseil d’État revues par la loi du 15 septembre 2006
et son arrêté d’exécution”
,
Le Contentieux Administratif Questions d’actualite,
(ed. Paul
Lewalle), Anthemis, Liège 2008, s.14.
58
Chapus,
Droit du contentieux administratif ,
s.617; Peiser,
Contentieux administratif,
s.133.
59
Chapus,
Droit du contentieux administratif ,
s.618.
60
Ricci,
Contentieux administratif,
s.101.
61
Balta,
İdare Hukukuna Giriş,
s.166; Gözübüyük,
Yönetsel Yargı,
s.215.
62
Gözübüyük,
Yönetsel Yargı,
s.216.
63
Ibid.,
s.216.