

Yargıtay Kararları
436
molunamaz” ve 3. fıkrada da “kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin
uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol
açacak şekilde yorumlanamaz” denilmiştir.
5237 sayılı Yasanın 2/1. fıkrasında belirtilen “Kanunsuz suç ve ceza ol
maz” ilkesi gereği suçların tanımlanması ve ceza hukuku yaptırımları koyma
yetkisi sadece T.B.M.M.›ye aittir. Kanunda açıkça belirtilen hususlar yorum
suretiyle değiştirilemez. Ceza kanununda yer alan ve açık olmayan hususlar
da yorum yapmak mümkün ise de yoruma gidilirken kanunun hazırlık çalış
malarından, sistematiğinden, o konudaki hukuki müessesenin tarihçesinden,
müesseseye ilişkin mukayeseli hukuktaki düzenlemelerden ve hukuken genel
ilkelerinden yararlanmak gerekir.
Somut olayımızda Yargıtay 6. Ceza Dairesi CMK. 150/2. fıkrasındaki
indirimin “Daha çoğunu alma imkanı varken, değer olarak gerçekten az olan
şeylerin alınması durumunda” uygulanabileceğini benimsemiş, genel kurul
da da oyçokluğu ile bu görüş kabul edilmiş ise de görüşün doğru olmadığı
kanaatindeyim. Zira kanun koyucunun muradı bu olsaydı fıkrada belirtilen
husus 6. Ceza Dairesinin kabulünde olduğu gibi belirtilirdi. Yasa maddesi
aksine “malın değerinin azlığı nedeniyle verilecek ceza üçte birden yarıya ka
dar indirilebilir.” şeklinde düzenlenmiş olup ne kanunun mecliste tartışılması
sırasında, ne de gerekçede özel dairenin kabulü şeklinde bir söz ve ibareye
rastlanmamaktadır. Değer az olmasına rağmen indirim miktarının değişen
oranda hakimin takdirine bırakılması dahi özel daire görüşünün kabul edile
meyeceği sonucunu doğurmaktadır. TCK. 145. madde de indirim miktarı, tek
oranda değil, değişen oranda hakimce takdir edileceği, hatta ceza bile verilme
yeceği öngörülmektedir. Değer az olmasına rağmen değişen oranda indirim
yapılması hususu da yasa koyucunun yasa metninde yazıldığı gibi uygulama
yapılması iradesinde olduğunu göstermektedir.
Nitekim C.G.K.nun 04.03.2008 gün ve 6-47-43 sayılı kararında da “Yar
gıtay 6. Ceza Dairesinin, “değer azlığı” ile ilgili olan ve içtihada “daha çoğunu
alabilme olanağı varken yalnızca ihtiyacı kadar ve değer olarak az olan şeyi
alma” halleri ile sınırlı imişçesine yansıtılan görüşünün, 150/2. madde uygu
lamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün görülmemekte ve maddenin uy
gulanabileceği hallerden bir tür olarak kabul edilmekte ise de; maddenin, sadece
ve yalnız bu tanımlamayla sınırlandırılması olanaklı değildir.” yine “Yargıç,
gasp edilen veya gasp edilmeye kalkışılan şeyin değerinin azlığını ceza indiri
mi yapmakla değerlendirebilecektir.” denmesi görüşümüzü doğrulamaktadır.