

TBB Dergisi 2011 (96)
Sançar Sefer SÜER
57
• Akabinde,
“devlet-parti kartelinin ortaya çıkışı”
: Partilerin, kendile-
rinin toplumsal temelleriyle ilişkilerini kesmesi ve devletle iç içe
geçmeleri sonucunda, siyasetin, bireysel siyasi amaçları için huku-
ki araçları kötüye kullanabilen profesyonel siyasetçiler tarafından,
sırf
“devlet idaresi”
seviyesine indirgemesi,
• Toplumsal temellerinden kopmuş ve devlet tarafından maddi ola-
rak beslenen partilerin, parti örgütlenmelerini profesyonelleştirme-
leri ve daha çok seçmen çekmeye yönelik yöntemleri uygulamaları,
• En sonunda, bu gelişmelerin, kitlelerin siyasi
“apati”
sine ve geniş
ölçüde
“depolitisazyonu”
na, ayrıca,
“yasama, yürütme ve yargı erkleri
arasındaki klasik ayrımın ortadan kalkmasına”
yol açması.
Kirchheimer’a göre, devlet, fiillerini parlamentodaki partiler va-
sıtasıyla meşrulaştırmakta, siyasi partiler ise kaynakları bakımından
giderek daha fazla devlete bağımlı hale gelmektedir. Devletle iç içe
geçen partiler de, artık hakim rejime esaslı olarak muhalif olamamakta
ve toplumda köklü bir değişim amaçlayan siyasi programlar da güt-
memektedirler
25
.
Parlamentonun otorite ve prestij kaybetmesine paralel olarak,
Kirchheimer, ideolojiden yoksun partizanlığın ve siyasi partiler, dev-
let ve güçlü menfaat gruplarından oluşan üçlü kuvvet kartelinin ge-
lişimine işaret etmiştir. Partiler, toplumdan uzaklaşarak devlet aygıtı
durumuna gelmiş, bu da farklı sosyal sınıfların siyasi hareketliliğinde
azalmaya yol açmıştır. Parti üyeleri ve liderliği arasındaki mesafe art-
mıştır; demokratik siyasi rejimler artık vatandaşları siyasi yapıya en-
tegre etmek yerine, onların
“siyasi ürünlerin”
eleştirmeyen tüketicileri
olmakla yetinmelerini sağlamaya çalışmaktadır. Demokratik bir bakış
açısından, halkın oyuyla seçilmiş parlamenterlerin, esas olarak teknik
sorunlarla uğraşmak yerine siyasi kararları vermeleri gerekirken, gü-
nümüzdeki siyasi sistemlerde bürokratlar siyasi kararları vermekte,
parlamentolar ise teknik meselelerle uğraşmaktadır
26
.
Kirchheimer’in vurguladığı bir diğer husus, sıradan vatandaşların,
özellikle alt sınıfların siyasi süreçlere giderek yabancılaşmaları sonu-
cunda karar alıcı yapıların dışında kalmalarıdır. Böylece batı demok-
25
KROUWEL, 2003, s.34.
26
KROUWEL, 2003, s.32.