Background Image
Previous Page  277 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 277 / 465 Next Page
Page Background

Ceza Yargılaması Süreci

276

kün olmayanlar dışında, görevli olmayan hakim veya mahkemelerce ya-

pılan işlemler hükümsüzdür”.

Ancak savcılık makamının iş ve işlem-

leri bu madde kapsamında değerlendirilemez. Bu sebeple, özel

yetkili savcılık makamı tarafından CMK m.135’e uygun şekilde

alındığı anlaşılan iletişimin denetlenmesi karar ve sonuçları, so-

ruşturmaya konu suçun özel yetkili ağır ceza mahkemesi ve savcı-

lık makamının görevine girmediği sonradan anlaşılsa bile, yine de

soruşturma aşamasında elde edilen iletişimin denetlenmesi tedbiri

sonuçları geçerliliğini koruyacaktır. Ayrıca CMK m.7, yenilenme-

si mümkün olamayan iş ve işlemlerin geçerli olduğunu belirtmek

suretiyle iletişimin denetlenmesi karar ve sonuçlarını delil olarak

kullanılabileceğini ortaya koymuştur.

8- Tutuklama tedbirinin uygulanmasında, CMK m.100/3 hükmü

kötüye kullanılmaktadır. CMK m.100/3’e göre, Kanunda yazı-

lı bazı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin

varlığı halinde tutuklama nedeni varsayılabilir. Şüphelinin CMK

m.100/3’de yazılı suçlardan herhangi birisini işlediğine dair kuv-

vetli şüphe olsa bile, hükümde yazılı olan

“varsayılabilir”

ibaresin-

den hareketle tutuklama kararı veya tutukluluğun devamına ka-

rar vermek hukuka aykırıdır. Sadece şüphe tutukluluk için yeterli

görülemez. Tutuklama tedbirinin temelinde

“şüphe”

zaten olmak

zorundadır. Tutuklama tedbirine başvurulmasında, şüpheli ve sa-

nığın somut olarak adaletten kaçma veya delilleri karartma ihti-

malinin ciddi biçimde bulunup bulunmadığı incelenmelidir.

Tutuklama tedbirinin olmazsa olmazı, şüpheli veya sanığın ka-

çacağına veya delil karartacağına yönelik ciddi şüphenin somut

olarak tespiti kabul edilmeli, şüphe hali ise

“kuvvetli şüphe”

değil,

“yeterli şüphe”

olarak aranmalıdır. Hakimler,

“kuvvetli şüphe”

ölçü-

tünün değerlendirilip, tutuklama talebinin kabul veya reddi kara-

rına bu ölçütle ilgili gerekçe yazılması halinde işin esasına girilece-

ği ve tarafsızlıklarını kaybedeceklerini düşünmekte ve kararlarına,

CMK m.100’de belirtilen soyut tutuklama gerekçelerini yazmakla

yetinmektedirler. Bu tür kararlar, net bir şekilde CMK m.100/2’ye,

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m.5/1-c’ye ve İnsan Hakları Av-

rupa Mahkemesi’nin müstekar içtihatlarına aykırıdır

2

.

2 Bkz. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, Çetin Ağdaş-Türkiye, Başvuru No: 77331