Background Image
Previous Page  279 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 279 / 465 Next Page
Page Background

Ceza Yargılaması Süreci

278

Hükümler bahsinde bir suç katalogu altında veya bazı suçların ni-

telikli halleri olarak her suç tipinin tanımında suçun ağırlaştırıcı

sebebi olarak gösterilmesi daha isabetli olacaktır. Kişi hak ve hür-

riyetlerinin Ceza Hukuku ve Ceza Yargılaması Hukuku açısından

korunması, suç örgütü fiilinin bağımsız bir suç saymaktan ziyade

bazı suçların ağırlaştırıcı hali olarak düzenlemek suretiyle sağla-

nabilecektir.

Bunun yanında, CMK m.100/3’te gösterilen suçlardan birisinin

işlendiğine dair kuvvetli şüphenin varlığı yönündeki değerlen-

dirme çoğu zaman hatalı olabilmektedir. Tutuklama kararı sadece

kuvvetli suç şüphesine dayandırılmakta, adaletten kaçma ve delil

karartma ihtimali soyut olarak varsayılmaktadır. Bu uygulamanın

hatalı olmasının yanında, kuvvetli suç şüphesinin oluşmasına ye-

gane dayanak telefon tapeleri gösterildiği halde, bunları somut ve

destekleyici delillere soruşturma dosyasında yer verilmediğinde,

“kuvvetli suç şüphesi”

ölçütünün tespitinde yanlış sonuca varılabil-

mektedir.

Uygulamada, soruşturmaya ve kovuşturmaya konu suçun Ka-

nunda gösterilen cezasının ağırlığı veya şüpheli/sanık hakkında

uygulanma ihtimali bulunan cezanın ağırlığı ya da soruşturma ve

kovuşturmaya konu suçun Kanunda gösterilen cezasının alt ve üst

sınırları ile şüpheli/sanık hakkında uygulanması muhtemel ceza-

nın ağırlığı gibi gerekçelerle tutuklama ve tutuklamanın devamı

kararlarının verildiği görülmektedir. Tutuklama tedbirini düzen-

leyen CMK m.100’de bu tür bir tutuklama sebebi gösterilmediği

gibi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 5. maddesinde de tu-

tuklama tedbirinin tatbikinde bu yönde bir gerekçe bulunmamak-

tadır

4

. Tümü ile yanlış, tutuklama tedbirinin uygulanma amaç ve

fonksiyonuna aykırı bu tür gerekçelerin hukuka aykırı olduğunu

belirtmek isteriz. Tutuklama, yalnızca adaletten kaçma veya delil-

lerin karartılmasının önlenmesi amaçları için başvurulabilecek bir

ceza yargılaması tedbirinden ibarettir.

4 İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin 27.06.1968 gün ve 2122/64 başvuru numa-

ralı Wemhoff/Almanya kararına göre, sanık hakkında uygulanacak cezanın ağır

olması ihtimali tutuklama tedbirinin tatbiki için yeterli görülemez.