

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Yetki Sözleşmesi
32
olmayacaktır. HUMK’nın 23. maddesindeki
“Salahiyettar olmıyan bir
mahkemede aleyhine dava ikame olunan kimse esasa girişmezden evvel bu
bapta itirazda bulunmazsa o mahkemenin salahiyetini kabul etmiş addolu-
nur.”
cümlesindeki
“kabul etmiş addolunur”
ifadesi sözleşmeyi çağrış-
tırsa da bunun mümkün olmadığını düşünüyoruz
87
. Zira, her şeyden
önce böyle bir kabul yetki sözleşmesinin geçerlilik şartlarından biri
olan yazılılık şartının göz ardı edildiği anlamına gelir. Bu ise kendi
içinde bir çelişkiye sebebiyet verir. Bir taraftan yetki sözleşmesindeki
yazılı şekil şartını geçerlilik şartı kabul edip diğer taraftan zımnî yetki
sözleşmesini kabul etmek bir çelişkidir. Zira geçerlilik şartı olan yazılı
şekle uyulmadan yapılan sözleşme geçersizdir. Kanunun bir usûl söz-
leşmesi için aradığı şekil varsa sözleşmenin geçerliliği için buna uyul-
ması gerekir
88
. Kanun herhangi bir şekil öngörmüşse kural, bu şeklin
geçerlilik şartı olduğudur. Bunun doğal sonucu ise, kanunun öngör-
düğü şekil şartına uyulmadan yapılan sözleşmenin geçersiz olmasıdır.
Borçlar Kanunu 11.maddesinin ikinci fıkrasına göre kanunun öngör-
düğü bir şeklin kapsamı ve sonuçları için başka bir hüküm getirilme-
mişse bu şekle uyulmadıkça sözleşme geçerli olmaz
89
. Gerek HUMK
23 gerekse HMK 19.maddedeki hükmün yetki sözleşmesi için öngö-
rülen şekil şartını kaldırdığını kabul etmek, bahsi geçen hükümleri bu
şekilde yorumlamak mümkün değildir.
Böyle bir durumda mahkemenin yetkili hale gelmesini nasıl açık-
lamak gerekecektir? Kanaatimizce bu durumda davalı kendisine tanı-
nan usûlî bir hakkı süresi içinde kullanmadığından bu hakkını daha
sonra ileri sürme imkânını kaybetmektedir. Zira ilk itiraz süresi hak
düşürücü süredir
90
. Kanun, süresinde usûlüne uygun şekilde yet-
ki itirazında bulunulmaması üzerine, davanın açıldığı mahkemenin
yetkili hale geleceğini öngörmüştür. Çünkü böyle bir durumda yetki
87
Nitekim HMK’nın 19.maddesinin son fıkrasında kesin olmayan yetki hallerinde,
yetki itirazının, ilk itirazlar arasında sayılmamasının sonucu olarak, süresinde
ve usûlüne uygun olarak ileri sürülmemesi halinde, mahkemenin yetkisizliğini
re’sen gözetememesi nedeniyle, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği
öngörülerek, HUMK’nun 23.maddesinin ilk cümlesinde yer alan düzenlemeye
açıklık kazandırdığı ifade edilmiştir. (Tanrıver, Süha, Hukuk Muhakemeleri
Kanunu Tasarısı’nın 1.ilâ 122.Maddelerinde Yer Alan Düzenlemeler ve Bunların
Genel Çerçevede Değerlendirilmesi,
Makalelerim II
(2006-2010), Ankara 2011, s.151).
88
Karslı, s.237.
89
Eren, s.241.
90
Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.358.