

TBB Dergisi 2011 (97)
Bahar Yeşim DENİZ
55
AB hukukunun bir parçası olarak kabul edilen ve antlaşmalarla eşit
kabul edilen Şartın uygulamadaki en önemli etkisi, ABAD önünde ileri
sürülebilmesi olarak değerlendirilebilir. Nitekim, örneğin, ABİA mad-
de 258 ve 259 çerçevesinde düzenlenen
“ihlal davaları”
kapsamında,
29
Komisyon ya da AB üyesi bir devlet, diğer bir üye devletin, antlaşma-
lardan kaynaklanan yükümlülüğüne aykırı davranmış olduğu düşün-
cesindeyse, belli koşullar dahilinde ABAD’a başvurabilmektedir. Şart,
Antlaşmalarla eşit kabul edildiğinden, Şarta aykırılık durumunda da
bu kapsamda ABAD’a başvurma imkanının bulunduğu düşünülmek-
tedir. Aynı paralelde, ABİA madde 267 çerçevesinde düzenlenen ”ön-
karar prosedürü” çerçevesinde de,
30
Şart ile ilgili yorum taleplerinin
ABAD önüne getirilebileceği sonucuna varılmaktadır.
III. 2000/43/EC ve 2000/78/EC sayılı Konsey Yönergelerinin
Değerlendirilmesi:
29 Haziran 2000 tarih ve 2000/43/EC sayılı
“Irk ve Etnik Köken
Ayrımı Yapılmaksızın Kişiler Arasında Eşit Muamele İlkesinin Uygulanma-
sına Konsey Yönergesi”
31
ile
“ 27 Kasım 2000 tarih ve 2000/78/EC sayılı
29
ABİA’nın 258 inci maddesi şu şekildedir:
“Komisyon, bir üye devletin Andlaşmalardan
kaynaklanan bir yükümlülüğe aykırı davrandığı kanısını taşırsa, o devlete düşüncesini açık-
lama fırsatı verdikten sonra, bu konuda gerekçeli bir görüş açıklar. Komisyon, ilgili devletin,
belirlemiş olduğu süre içinde bu görüşün gereklerini yerine getirmemesi halinde Avrupa
Birliği Adalet Divanı’na başvurabilir”
. (Madde metni için bkz. Can, s. 203-204).
ABİA’nın 259 uncu maddesi şu şekildedir:
“Her üye devlet, diğer bir üye devletin
Andlaşmalardan kaynaklanan bir yükümlülüğe aykırı davranmış olduğu kanısını taşırsa,
Avrupa Birliği Adalet Divanı’na başvurabilir. Bir üye devlet, Andlaşmalardan kaynakla-
nan yükümlülüklerin ihlal edildiği iddiası nedeniyle diğer bir devlete karşı dava açmadan
önce, konuyu Komisyon’a götürmek zorundadır. Komisyon, katılan devletlere çekişmeli
bir usulde yazılı ve sözlü görüş açıklama fırsatını verdikten sonra gerekçeli bir görüş açık-
lar. Komisyon, ilgili başvurunun yapıldığı andan itibaren üç ay içinde herhangi bir görüş
bildirmezse, görüş bildiriminin eksikliği dikkate alınmaksızın Adalet Divanı’nda dava açı-
labilir”
. (Madde metni için bkz. Can, s. 204).
30
Madde metni şu şekildedir:
“Avrupa Birliği Adalet Divanı, önkarar yoluyla a. And-
laşmaların yorumu, b. Birliğin organlarının, kurumlarının veya diğer birimlerinin ta-
sarruflarının geçerliliği ve yorumu hakkında karar verir. Böyle bir soru üye devletlerden
birinin mahkemesine yöneltilir ve bu mahkeme kendi kararının alınması için bu konuda
bir karar verilmesini gerekli görürse, bu soruyu karara bağlanması için Adalet Divanı’na
sunabilir. Böyle bir soru, iç hukuk bakımından, kararlarına karşı kanun yollarına başvu-
rulması imkanı bulunmayan bir üye devlet mahkemesinin önünde görülmekte olan bir
davada ortaya atılırsa; bu mahkeme, Adalet Divanı’na başvurmaya yükümlüdür. Böyle
bir soru, bir devlet mahkemesinde tutuklu bir kişiyi ilgilendiren, görülmekte olan bir yar-
gılamada ortaya atılırsa, Adalet Divanı en kısa zamanda karar verir”
. (Madde metni
için bkz. Can, s. 208).
31
Yönergenin tam metni için bkz.
http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/Lex