

TBB Dergisi 2011 (97)
Bahar Yeşim DENİZ
59
kırı kararların alınamayacağı vurgulanmaktadır. Bu anlamda, insan
haklarının korunmasına ilişkin uluslararası sözleşmelerin de bu konu-
daki temel ilkeleri barındırdığı ve Topluluk hukuku çerçevesinde de
takip edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
42
Sadece, üye ülkelerin ana-
yasal geleneklerinden değil, aynı zamanda, üye ülkelerin taraf olduğu
uluslararası insan hakları sözleşmelerinden de ilham alındığının altı
çizilmektedir.
43
ABAD’ın, 70’lerde, bazı usule ilişkin haklardan,
“temel haklar”
olarak bahsettiği vurgulanmaktadır. Bu anlamda, ilk defa
“dava hak-
kı”
, 1974 tarihli
Case Transocean Marine Point Association v. Commission
davasında
44
dile getirilmektedir.
45
Daha sonra, ABAD’ın içtihat huku-
kunda,
“savunma hakkı”
ve
“yasal temsil hakkı”
nın kendini göstermekte
olduğu ifade edilmektedir.
46
AİHS’ye açık atıf, ilk defa 1975 tarihli
Rutili v. Minister of the Inte-
rior
davasıyla
47
gündeme gelmiştir. Bu davada, ABAD’a
“önkarar pro-
sedürü”
çerçevesinde başvurulmakta, ABAD,
“temyiz hakkı”
gibi usule
ilişkin prensipleri belirlemektedir.
48
Bu davada, birçok AİHS hükmü-
ne atıf yapılmakta,
“işçilerin serbest dolaşımı”
anlamındaki AİHS’deki
“kamu düzeni”
istisnasının, AİHS’de belirlenen kapsama kadar sınırla-
nabileceği dile getirilmektedir. Böylece, Temel Haklar Şartının huku-
ken mevcut olmadığı dönemde, ABAD’ın, AİHS’den etkilenerek temel
haklar yaklaşımını şekillendirdiği ifade edilmektedir.
49
Benzer şekilde, ABAD, 1979 tarihli
Liselotte Hauer v. Land Rheinland-
Pfalz
kararında,
50
bir Avrupa Topluluğu tüzüğünün, sadece Alman
Anayasası ve üye ülke anayasalarına değil, aynı zamanda AİHS’deki
“mülkiyet hakkı”
na ve istisnasına karşı da ne durumda olduğunu ince-
lemektedir.
51
42
Zsuzsa, s. 65-66.
43
Lorena Rincón – Eizaga, s. 127-128.
44
23.10.1974, C-17/74.
45
Zsuzsa, s. 66.
46
Zsuzsa, s. 66.
47
28.10.1975, C-36/75.
48
Zsuzsa, s. 66.
49
Lorena Rincón – Eizaga, s. 128.
50
13.12.1979, C-44/79.
51
Lorena Rincón – Eizaga, s. 128-129.