

TBB Dergisi 2012 (98)
Sesim SOYER GÜLEÇ
31
rar verileceği belirlenirken, yine Tasarı’nın 115. maddesinde belirtilen
tutuklama nedenlerinin göz önünde tutulması gerekmekteydi. Buna
göre, sanık hangi nedenle tutuklanacaksa, bu sebebi ortadan kaldır-
ması muhtemel bir veya birkaç adli kontrol yükümüne tabi tutulması
gerekiyordu. Örneğin, memur olan bir sanığın memuriyetine ilişkin
bir suçundan dolayı görevi başında bulunması delilleri karartma teh-
likesi doğuracaksa, memur sanık tutuklanmaksızın, 108. maddenin
12. bendinde belirtilen
“işten el çektirme”
tedbirine karar verilebileceği
düzenlenmiş, böylece tutuklama sebeplerinin öngörülen bu yüküm-
lülüklerle ortadan kaldırılması amaçlanmıştı. Tasarı’ya göre, sanığın
adli kontrol altına alınabilmesi için, tutuklamanın koşullarının olay
bakımından gerçekleşmiş olması gerekmekteydi. Bu durumda, sanık
hakkında kuvvetli suç işleme şüphesi ve tutuklama sebeplerinden biri-
nin gerçekleşeceğini gösteren somut olguların bulunması zorunlu idi.
Tasarı’nın 111. maddesinde, adli kontrol hükümlerini isteyerek yerine
getirmeyen sanık hakkında yetkili merciin hemen tutuklama müzek-
keresi kesebileceği şeklinde bir hüküm yer alıyordu. Tasarı’nın 115.
maddesinde düzenlenen tutuklama nedenlerinden birisi de, sanığın
adli kontrol altına alma kararı ile öngörülen yükümlerden bilerek kaç-
masıydı (m.115/1, b. 9).
2002 tarihli CMUK Tasarısı’nda adli kontrol (m. 112), tutuklama
kararı verilebilecek bütün suçlarda tutuklamaya seçenek bir tedbir
olarak yer almaktayken, CMK’da yalnızca üst sınırı üç yıl veya daha
az hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanabilecek bir tedbir olarak
düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu hükümle, adli kontrolün uygulama
alanını daraltılmıştır. Öte yandan, 2002 CMUK Hükümet Tasarısında,
hâkimin belirleyeceği çevrenin sınırları dışına çıkmamak, saptanan
yerleşim yeri veya konuttan ancak hâkimin belirleyeceği neden ve ko-
şullarla ayrılabilmek, hâkim tarafından belirlenen bazı yerlere gide-
memek veya ancak bazı yerlere gidebilmek, belirlenen sınırlar dışına
her çıkışta C. savcısına veya hâkime haber vermek tedbirlerine yer ve-
rilmişti. Bu Tasarıda, yurt dışına çıkarmama, adli kontrol kapsamında
yer alan yükümlülüklerden biri değildi
10
. Bununla birlikte Tasarıda
on altı ayrı yükümlülük yer aldığı halde, CMK’da bunlar dokuza in-
dirilmiştir.
10
ÖZBEK/SOYER, CMK İzmir Şerhi, s. 373-375.