

TBB Dergisi 2012 (98)
Hüsamettin UĞUR
325
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu
47
ile devlet yönetiminde; ha-
taları önlemek, risk ve zayıflıkları belirlemek, iyi uygulama örneklerini
yaygınlaştırmak, yönetim sistemlerini geliştirmek, yönetime yardımcı
olmak ve değer katmak; kişiler, birimler ve spesifik denetimler yeri-
ne sistem ve süreç odaklı ve de geleneksel teftiş yapılarının bıraktığı
olumsuz denetim imajını silmek üzere, iç denetim Türk bürokrasisin-
deki yerini almıştır.
İç denetçilerin görevleri 64. maddede tek tek sayıldıktan sonra iç
denetçinin, görevinde bağımsız olduğu ve asli görevi dışında hiçbir
görev verilemeyeceği ve yaptırılamayacağı öngörülmüştür. Maddede-
ki
“Denetim sırasında veya denetim sonuçlarına göre soruşturma açılmasını
gerektirecek bir duruma rastlandığında, ilgili idarenin en üst amirine bildir�
mek”
ifadesinden iç denetçilerin soruşturma yapma yetkilerinin bulun-
madığı anlaşılmaktadır.
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun çağdaş kamu yö-
netimi anlayışına geçmek yönünde bir kararlılık göstergesi olmakla
birlikte özellikle de İç Denetim ve Koordinasyon Kurulu’nun mevcut
yapısı haklı olarak eleştirilmiştir.
48
47
24.12.2003 tarih ve 25326 sayılı Resmi Gazete
48
“Kanun’un iç denetime dair uygulamasının mali denetimle sınırlı, tek görevi
harcama sonrası denetim olan bir iç denetim görüntüsü verdiği, iç denetimin,
Avrupa Birliği adaylık sürecinde ‘mali kontrol’ başlığı altında ele alınıyor
olmasının da bazı yanılgılara sebebiyet verdiği, Özellikle ilerleme raporlarının
tercümelerinde de görülebileceği üzere, iç kontrol, iç mali kontrol ve iç denetim
kavramlarında bir bulanıklık söz konusu olduğu, sürekli olarak iç denetimin
harcama sonrası – ex post
denetim boyutunun öne çıkarıldığı ve ‘yönetim’ denetimi
boyutunun görmezden gelindiği, böyle olunca da iç denetime, sadece ve sadece
ön mali – ex ante kontrol’
ün mütemmim bir cüzü olarak misyon biçildiği,
Bakanlıklar düzeyindedenetim/teftiş sisteminin transformasyonununancakgenel
bir kanun olan 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş Görev ve Esasları Hk.da K.da
değişiklik yapılması ile mümkünken, bu gerçekleştirilemediği, Bakanlıklardaki
mevcut teftiş sistemine dokunulmadan, iç denetimin bakanlık teşkilatlarına,
sadece 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile monte edilmeye
çalışılmasının, iç denetimin sağlıklı bir temel üzerine yükselmesine mani olup
bunun da bağımsız, tarafsız, etkili bir iç denetim hizmeti verilmesini zorlaştırdığı,
İç denetimin bağımsız ve tarafsız bir faaliyet olabilmesinin kendi kaynaklarını
kendisinin yönetmesiyle mümkünken, Türkiye örneğinde Bakanlık İç
Denetimlerinin, bütçe yönüyle Bakanlık Özel Kalem Müdürlüğüne, idari iş ve
işlemler boyutuyla da Müsteşarlık Bürosuna bağımlı halde olmasının vesayet
doğurduğu,
Teşkilat kanunlarında yer almayan, bütçesiz, örgütsüz ve amirsiz iç denetçilerin,
statü yönünden boşlukta sayıldığı ve bugünkü halleriyle Bakanlık Müfettişliği ile
taşra denetim elemanlığı (vergi denetmeni, muhasebe denetmeni vb.) arasında bir