Background Image
Previous Page  47 / 529 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 47 / 529 Next Page
Page Background

Tutuklamaya İlişkin Temel Sorunlar ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin...

46

lama gerekçesi dahi sayılamayacak şablon anlatımlarla yetinilmesi

45

ve yasal gereklilik bulunmasına rağmen

“adli kontrolün yetersiz kaldı�

ğını gösterecek hukuki ve fiili nedenlere”

yer verilmemesidir (Rapor m. 7).

Hâlbuki bu sözleşmeye göre de bir zorunluluk olup AİHM uygulama-

sı da bu yöndedir

46

. Tutukluluğun devamına ilişkin kararlar, tutukla-

45

AİHM, gerekçelerin yetersiz ve içerikten yoksun olmasını Sözleşmenin 5. madde-

sinin 3. fıkrasına aykırı bulmaktadır. Zira bu tür gerekçelerle tutuklanan kimseleri

tutuklama işlemine itirazda bulunma hakları zedelenmiş olacak ve nedensiz yere

tutulduklarından kişi özgürlüğü ihlal edilecektir. Labita/İtalya ve Altın/Türkiye

kararlarında da gerekçelerin yetersizliği sebebine dayanılarak Sözleşmenin ihlal

edildiği sonucuna ulaşılmıştır. SÜRÜCÜ, s. 114. 8.8.2006 tarihli Eken/Türkiye ka-

rarında da tutuklama kararında yeterli gerekçenin bulunmaması hukuka aykırı

bulunmuştur. TEZCAN/ERDEM/SANCAKDAR/ÖNOK, s. 177. Benzer içerikte

bir başka olay Gedik -Türkiye davasıdır (Başvuru No:22478/06 ve 37667/08). Baş-

vuran, ulusal mahkemeleri, tutukluluk halinin devamı için

“atılı eylemlerin niteliği

ve ciddiyeti ve kanıtların durumu gibi”

klişeleşmiş gerekçeleri temel almakla suçla-

mıştır. Hükümet, başvuran, Bülent Gedik’in maruz kaldığı tutukluluk süresinin,

bilhassa şüphelisi olduğu suçun niteliği, çarptırılan cezaların ciddiyeti, olası cid-

di suçları işleme tehlikesine oranla uzun olmadığını savunmuş, ayrıca firar riski,

adalete engel olma tehlikesi ve kamu düzeninin korunması gerekliliğinin başvu-

ranın tutukluluk halinin devamını haklı kılmak için yeterli unsurlar olduğunu

belirtmiştir. Buna rağmen AİHM, bu olayda da başvuranın tutukluluk süresinin

AİHS’nin 5/3 maddesini ihlal ettiği kanaatine varmıştır (Bu yöndeki ihlal karar-

ları ile ilgili ayrıca bkz. Kaçmaz/Türkiye Davası, Başvuru no:43648/05). Yine

benzer bir olayda varılan sonuç farklı değildir: AİHM, adli makamlar tarafından

benimsenen diğer gerekçelerin, özgürlükten yoksun bırakmayı haklı göstermeye

yetip yetmediğini belirlemelidir. Bu gerekçeler

“uygun”

ve

“yeterli”

olduğu tak-

dirde, AİHM, bunun üzerine yetkili ulusal makamların “yargılamanın devamına

özel bir ihtimam gösterip göstermediğini araştırmalıdır (Bkz. Mansur-Türkiye, 8

Haziran 1995, Ali Hıdır Polat-Türkiye kararı, no: 61446/00 ve Tüm-Türkiye no:

11855/04, 17 Haziran 2008). Tokmak/Türkiye olayında AİHM tarafından dava

dosyasında yer alan hususlardan Devlet Güvenlik Mahkemesi ve sonrasında Ağır

ceza mahkemesince benzer gerekçelerle ve işlenen suçun niteliği, kanıtların du-

rumu ve başvuranın tutukluluk süresi ve firar riski gibi neredeyse birbirinin aynı

basmakalıp ifadelerle serbest bırakılma taleplerini reddederek tutululuk halinin

devamına karar verildiği tespit edilmiştir. AİHM’nin nezdinde «delillerin duru-

mu» ifadesi ile suçluluğun ciddi emarelerinin var olduğu ve var olmaya devam

ettiği şeklinde değerlendirilse de başvuranın bu kadar uzun bir süre tutuklu kal-

maya devam etmesini tek başına haklı göstermemektedir. (Bkz. sözü edilen

Ali

Hıdır Polat, Baltacı-Türkiye

, no: 495/02, 18 Temmuz 2006 ve

Doğan Yalçın-Türkiye

kararı no: 15041/03, 19 Şubat 2008). Bu koşullar çerçevesinde, başvuranın tutuk-

luluk süresinin uzunluğu göz önünde bulundurulduğunda AİHM, AİHS’nin 5/3

maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmaktadır.

46

5 Ocak 2010 tarihli Abdülkerim Kaya/Türkiye davasında (Başvuru no: 28069/07),

tutukluluk sürecinin başlangıcından itibaren,

“atılı suçların niteliği”, “kanıtların du�

rumu”

ve

“dosyanın içeriği”

gibi nerdeyse her zaman benzer gerekçeleri temel alan

adli makamların, başvuranın serbest bırakılmasına ilişkin yinelenen taleplerini her

seferinde reddettiği ve başvuranın tutukluluk halinin devamına hükmettiği belir-

lenmiştir. AİHM, 1 Şubat 2000 tarihinden itibaren, başvuran tutuklu bulunduğu-