Background Image
Previous Page  487 / 529 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 487 / 529 Next Page
Page Background

AİHM Türkiye Raporu

486

lallerinin çoğu, bu ifadeleri, örneğin azınlıkların kimliklerini ifa-

de etmelerini, devletin bütünlüğüne ve çıkarlarına karşı bir tehdit

olarak algılayan savcılar ve hâkimlerin ifade özgürlüğüne ilişkin

yasa maddelerini yorumlamalarında^ orantısızlıktan kaynaklan-

maktadır. AİHS’de belirlenmiş diğer insan hakları ve temel özgür-

lüklerle ilgili davalardan da benzer sonuçlar çıkarılabilir. Komiser,

akademik araştırmalarda da savunulduğu gibi

74

, yargı mensupla-

rının, temel vazifelerini bireylerin insan haklarını değil, devletin

çıkarlarını korumak olarak görme eğiliminde olduklarına ilişkin

yaygın bir algı olduğunun farkındadır. Bu, yüksek yargının tem-

silcileri dahil, Komiserin Türkiye’de görüştüğü birçok kişi tarafın-

dan paylaşılan bir görüştür.

113.Komiser, bu devlet merkezli tutumun mevcut Rapor’da ayrıntı-

landırılan ve Türk mevzuatı ve uygulamalarını Avrupa insan hak-

ları standartlarıyla tamamen uyumlu hale getirme çabalarını ciddi

şekilde aksatan sistemik işlev bozukluklarının temel nedenlerin-

den biri olduğunu düşünmektedir. Türkiye’deki savcılar ve mah-

kemeler, örneğin AİHS’nin kamu makamları tarafından ihlallerini

tatmin edici şekilde ele almakta yetersiz kalmışlardır, ki bu, ceza-

sızlık konusunda kaygılara yol açmaktadır. Ceza adalet sisteminin

şüphelilere yaptığı muamele, mahkemelerce devlet çıkarları olarak

kabul edilen şeyler uğruna hareket ettiklerini ileri süren şüpheliler

için değişebilmektedir. Benzer şekilde, (geniş olarak yorumlanan

bir kavram olan) devletin ve kurumlarının bütünlüğüne karşı suç

işlendiğinden şüphe duyulduğu zaman, mahkemeler ciddi kişisel

özgürlük kısıtlamalarını kolaylıkla, hatta bazen masumiyet kari-

nesi ilkesini tehlikeye atacak şekilde, onaylamaktadırlar ve buna

bağlı olarak, uzun tutukluluk gibi istisna olması gereken durum-

lar kural haline gelebilmektedir.

114.Komiser, bu devlet merkezli tutumların şekillenmesi ve etkili ol-

masındaki en önemli faktörlerden birinin 1982 Anayasası’nın lafzı

ve ruhu olduğunu bir kez daha yinelemektedir.

115.Ancak, muhataplar hâkimler ve savcılar arasında bu tutumların

74

Bak, diğerlerine ilaveten, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) için

Mithat Sancar ve Eylem Ümit Atılgan tarafından yapılan araştırma, “‘Adalet biraz

es geçiliyor’: Demokratikleşme Sürecinde hakimler ve Savcılar”. 2009.