

TBB Dergisi 2012 (99)
Faruk Y. TURİNAY
199
F. ANAYASANIN MANTIKİ VE BİÇİMSEL DEĞERİ
1. Genel Olarak
Bütün toplumsal kuralların koyuluş amacı ve sebebi vardır. Ku-
rallar; yaşamı kolaylaştırmak, adaleti sağlamak, insanların vicdanını
tatmin etmek, yönetimi meşru halde getirmek gibi amaçları gerçekleş-
tirmek üzere ihdas edilir. Diğer yandan insan tabiatının açmazları, sü-
rekli değişen ihtiyaçlar ise kural koymanın sebebini teşkil eder. Hukuk
kuralları da, birer toplumsal kural olarak, tartışma götürmez şekilde
mantıktan beslenir; kaynağını ondan alır. Anayasa, hukukun en kay-
da değer kavramlarından biri olduğuna göre o da mantıki bir değere
sahiptir. Anayasanın mantıki değeri içeriğinin değeridir. Kavramın
özüne ilişkindir. Anayasa hukukçularının ‘maddi anlamda anayasa’
olarak vasıflandırdığı bir düşünce ürünüdür.
Yazılı hukuk birden fazla norma sahiptir. Bunlar öyle normlardır
ki, her biri hukuki değer olarak birbirinden farklıdır. Aralarında astlık-
üstlük ilişkisi vardır. Anayasanın bir hukuki norm olduğu genel kabul
gördüğüne göre o da düzenlemeler arasında bir yere sahiptir. Bu yer
tüm düzenlemelerin en üstüdür. Bir benzetmeyle konuyu açıklamak
gerekirse, hukuk birçok organlardan müteşekkil bir beden ise her bir
norm bir organdır. Organlar arasında işlevlerinden kaynaklanan önem
farklılığı vardır. Böbreksiz bir insan yaşayabilir; fakat kalbi olmayan
bir insan yaşayamaz. O halde organlar ve dolayısıyla normlar arasında
üstünlük ayrımının ayırtına varılmalıdır.
Anayasanın biçimsel/organik değeri bazı ölçütlere tabidir: yazılı-
lık, sertlik, hukuki düzenlemeler arasında altlık-üstlük ilişkisinin var-
lığı, şekil şartlarına riayetkârlık... Dolayısıyla, bu bağlamda yapılacak
tartışmalar, söz konusu ölçütler kullanılmak suretiyle yapılmalıdır.
Anayasanın organik değeri, yalnız ulusal hukuk düzeni bazın-
da değil, uluslar arası hukuk düzeninde kullanılması mümkün olan
bir kıstastır. Örneğin, Avrupa Birliği Anayasa Taslağı ile ilgili olarak,
maddi değer sıfatıyla var olan anayasaya organik değer kazandırmak
amacıyla, her ülkede farklı yöntemlerle hukukilik kazanacak şekilde
çalışmalar yapılmış, yol haritaları hazırlanmıştır. Ancak belirtmek
gerekir ki, Avrupa Birliği şekli bir anayasaya sahip olmadan önce de
anayasal bir düzen kurmuştur. Diğer bir ifadeyle açık yargı kanalla-