

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Revizyonu Üzerine Bazı Düşünceler
32
Kanunu’nun istinafla ilgili hükümlerine bakıldığında
,
bölge adlîye
mahkemelerinin, esas itibariyle, hukuka uygunluk denetimi; çok sı-
nırlı ölçekte ise, vakıalara uygunluk denetimi yapan mahkemeler şek-
linde bir işlev üstlendiği gözlemlenmektedir. Ayrıca, istinaf kanun
yolu ile ilgili hükümlerin, büyük ölçüde, temyiz kanun yoluna ilişkin
hükümlere paralellik arz edecek şekilde sevk edildiği görülmektedir.
Öngörülen modelde, esas itibariyle, ilk derece mahkemesinde ileri sü-
rülen iddia ve savunmalarla bağlı kalınması esası benimsenmiş; yani
yeni vakıa getirilmesi ve ıslaha başvuru tümüyle yasaklanmış, yeni
delil getirilmesine ise, çok sınırlı bir ölçekte izin verilmiştir (HMK m.
357). Ağırlıklı olarak vakıalara uygunluk denetimine izin verilseydi,
istinaf sebebine hasren yeniden yargılama yapılması olasılığının or-
taya çıktığı hallerde, belirli ölçüde yeni vakıalar getirilmesine ve bu
bağlamda ıslaha başvuruya olanak tanınması gerekirdi. O halde, geti-
rilmiş olan modelin, esas itibariyle, hâlihazırda Yargıtay’ın günümüz-
de yapmış olduğu genişletilmiş temyiz incelemesini; sınırlı ölçüde
ise, gerçek anlamda istinaf incelemesini içerdiği söylenebilir. Anılan
modelin, bu haliyle, güvenceli adaletin teminini gerçekleştirebileceği
konusunda ise, ciddi şüpheler mevcuttur. Dolayısıyla, Hukuk Muha-
kemeleri Kanunu’nun istinaf ile ilgili hükümleri, kendisini karakterize
eden temel öğe olan “
vakıalara uygunluk denetimi
” ön plâna çıkacak
şekilde, gözden geçirilmeli ve bu bağlamda, sınırlı ölçüde de olsa, yar-
gılamaya yeni vakıa getirilmesine ve yeni vakıa getirilmesiyle sıkı bir
ilişki içerisinde bulunan ıslah kurumunun, belirli ölçüde de olsa işler-
lik kazanmasına, mutlaka olanak tanınmalıdır.
Yine, istinaf edilen dava, istinafa ilişkin dilekçelerde belirtilen se-
beplere hasren istinaf mahkemesinde yeniden görülür; gerekiyorsa
tahkikat yeniden yapılır, deliller yeniden incelenir. Her şeyden önce,
istinaf yargılamasının karakteristik özelliğini, belirtilen sebeplerle sı-
nırlı olarak (sebebe hasren) yargılama yapılması oluşturduğuna göre,
istinaf dilekçesinde kendisine dayanılabilecek olan istinaf sebepleri-
nin, Kanun’un 355. maddesinde değişiklik yapılarak, yasal çerçevede,
yabancı hukuk düzenlerinde olduğu gibi, saymak suretiyle, objektif
bir biçimde somutlaştırılması zarureti de mevcuttur.
41-)
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bozma sebeplerini düzen-
leyen 371. maddesine, bir bozma sebebi olarak, “
hükmün gerekçesiz
olması
” da, açıkça ilâve edilmelidir. Mahkemelerin tüm kararlarının