Background Image
Previous Page  174 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 174 / 477 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (100)

Ceyda SÜRAL

173

ekonomik ilişkilerini orada gerçekleştirmesine yetecek uzunlukta ol-

malıdır

22

. O halde, mutad mesken kavramı, kişinin yerleşmek niyetiy-

le olmasa da sosyal ve ekonomik ilişkilerinin ağırlık merkezini teşkil

etmesine

23

yetecek belirli bir süredir oturduğu yeri ifade etmektedir.

HMK sisteminde, Türkiye’de ikametgâhı bulunmayan yabancı

bir gerçek kişiye karşı açılacak davalarda yabancının dava açıldığı es-

nada Türkiye’de bir mutad meskeni olup olmadığının tespit edilmesi

gerekecektir. Bu tespit Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisini ta-

yin edeceğinden mutad mesken kavramının iç hukuk bakımından ne

anlama geldiğinin önemi yoktur. Burada, devletler özel hukuku bakı-

mından kabul edilen mutad mesken tanımı kullanılmalıdır. O halde,

örneğin buraya birkaç günlüğüne gelen bir turiste ya da bir dönem için

gelmiş bir Erasmus öğrencisine karşı Türkiye’de dava açılamaz. An-

cak, Türk kültürünü tanımak amacıyla üniversite eğitimini Türkiye’de

yapmaya karar verip burada en az 3 yıl kalmayı planlayan bir yaban-

cının Türkiye’de mutad meskeni vardır diyebiliriz.

Elbette HUMK sisteminde kullanılan son oturulan yer kavramı

daha geniş bir kavramdır; zira, daha kısa süreli oturmaları da kapsa-

dığı gibi, dava açıldığı esnada halen Türkiye’de oturmayı da gerek-

tirmez. Ancak, aşağıda açıklandığı üzere, gerçek kişi yabancıya karşı

açılacak malvarlığına ilişkin davaların uyuşmazlık konusu malvarlı-

ğı unsurunun bulunduğu yerde; Türk vatandaşlarının kişi hallerine

ilişkin davaların da Türkiye’de açılması mümkündür. O halde, HMK

değişikliği ile

“son oturulan yer”

yerine

“mutad mesken”

kavramının

kullanılması neticesinde kime karşı dava açılamayacaktır? Belli bir

süre Türkiye’de oturmuş olup artık ülkeyi terk etmiş olan yabancıla-

ra karşı mal davası açılamayacak ya da artık Türkiye’de oturmayan

yabancı çiftin boşanma davası da Türkiye’de görülemeyecektir. İlk

halde, ortaya çıkabilecek tebligat sorunlarının yanı sıra ülkede kısa

süre için kalan ve/veya artık terk etmiş olan yabancıya karşı malvar-

lığına ilişkin bir dava açılması halinde, bu kişinin Türkiye’de mal-

varlığı bulunması ihtimalinin düşüklüğü dikkate alınarak kendisine

karşı elde edilen kararın icrası mümkün olmayacaktır. İkinci hal Türk

22

Cheshire, North&Fawcett,

Private International Law

, Oxford Universtiy Press, 14th

Edition, 2008, s. 187-188; Ekşi, Yetki, s. 91-92.

23

Nomer, s. 118.